Kürdistan Komünist Partisi asgari ücret açıklamasında, net 28 bin lira olarak belirlenen ücretin açlık sınırının altında kaldığını vurguladı.
Emekçilerin günlerdir merakla beklediği “asgari ücret ne kadar olacak?” sorusu 23 Kasım’da yanıt buldu. “Çalışanları enflasyona ezdirmeyecek” oranda bir artış yaptıklarını açıklayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, asgari ücretin yüzde 27 oranında artırıldığını duyurdu. Ancak açıklanan bu oran, asgari ücretin hala açlık sınırının altında kaldığı gerçeğini değiştirmiyor. Görünen o ki, bakanlık yetkililerinin bu durumdan haberi yok; fakat açlığı ve yoksulluğu iliklerine kadar hisseden emekçiler bu zammın ne anlama geldiğinin fazlasıyla farkında.
Bugün itibarıyla net 28 bin lira olarak açıklanan asgari ücret, sendikaların ve bağımsız araştırma kuruluşlarının verilerine göre 30 bin lira bandında seyreden açlık sınırının altında kalmıştır. Bu ücret, sağlıklı ve dengeli beslenmenin dahi güvence altına alınamadığı bir yaşamı dayatmaktadır.
Bu ücretle bırakın dört kişilik bir ailenin geçinmesini, tek başına yaşayan bir emekçinin dahi insanca yaşaması mümkün değildir. Gıda harcamaları, kira giderleri, elektrik, su ve doğalgaz faturaları düşünüldüğünde, iki asgari ücretin dahi temel ihtiyaçları karşılamaya yetmediği ortadadır. Bu koşullarda evli ve çocuklu hanelerin nasıl ayakta kalacağı ise iktidarın gündeminde yer almamaktadır.
Sermayeyi Koruyan, Emeği Yoksullaştıran Politikalar
Yirmi üç yıllık AKP iktidarının ekonomi politikasının özeti açıktır: yoksulu daha yoksul, zengini daha zengin yapmak. “Faiz sebep, enflasyon sonuç” söylemiyle yürütülen politikalar, zaten kırılgan olan ekonomiyi daha da derin bir krizin içine sürüklemiştir. Bu tablo bir öngörüsüzlük ya da beceriksizlik sonucu ortaya çıkmamıştır; aksine, emekçiden alınanı sermayeye aktarmayı hedefleyen bilinçli bir tercihin ürünüdür. Sessizleştirilen ve yoksullaştırılan geniş halk kesimleri üzerinden sermaye çevreleri korunmuş, bedel emekçilere ödetilmiştir.
Kürdistan’da Yoksulluk Daha Derin, Gelecek Daha Belirsiz
Bu tablo Kürdistan’da çok daha ağır sonuçlar doğurmaktadır. Yüksek işsizlik oranları, güvencesiz ve geçici çalışma biçimleri, mevsimlik işçilik ve zorunlu göç gerçeği, asgari ücretle yaşamı neredeyse imkânsız hale getirmektedir. Kürdistan illerinde asgari ücret, yalnızca yoksulluğu değil, aynı zamanda göçü ve sosyal çözülmeyi de derinleştiren bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Gençler için gelecek umudu her geçen gün daha fazla törpülenmektedir.
Asgari ücret sürecinde sendikal yapıların sergilediği tutum da bu tablonun bir diğer önemli parçasıdır. İşçilerin iradesini yansıtmayan masalar, etkisiz ve göstermelik itirazlarla süreci geçiştiren sendikal anlayış, emekçilerin taleplerine yanıt olamamaktadır. Gerçek bir mücadele hattı kurulmadıkça, asgari ücret pazarlıkları emekçiler açısından her yıl yeni bir hayal kırıklığına dönüşmektedir.
Kürdistan Komünist Partisi olarak açıkça ifade ediyoruz:
Asgari ücret insanca yaşanacak seviyelere çekilmelidir. Asgari ücret üzerindeki vergi yükü ve emekçilerin sendikal örgütlenmesinin önündeki tüm engeller ortadan kaldırılmalıdır. Ücret politikaları sermayeyi değil, emeği esas alan bir anlayışla yeniden düzenlenmelidir.
Emekçileri, işçileri, gençleri ve kadın emekçileri yoksulluğa mahkûm eden bu düzene karşı birlikte mücadele etmekten başka bir çıkış yolu yoktur. İnsanca bir yaşam ancak örgütlü mücadeleyle kazanılabilir.
Kürdistan Komünist Partisi – KKP
24.12.2025