Bugün 16 Mart 1988, Kîmyabarana Helebce, Halepçe Soykırımı’nın yıl dönümü!
Halepçe Soykırımı’nın 35. yıl dönümünde yaşamını yitirenlerin anısı önünde saygıyla eğiliyoruz!
Bu kara günde halkımızın acılarını bir kez daha paylaşıyor ve başsağlığı diliyoruz! Yine, isimsiz mezarların başında birlikte, birbirlerine yaslanarak yaslarını tutmaya devam eden halkımıza sabırlar diliyoruz!
16 Mart Halepçe soykırımı; sömürgeci BAAS rejimi tarafından 1986 ile 1988 yılları arasında Güney Kürdistan’daki halkımızın kimyasal silahlarla katledildiği gündür. Halepçe soykırımı, sivil nüfusa karşı tek seferde yapılmış en büyük kimyasal saldırıdır.
O gün, “Enfal” ismi verilerek başlatılan katliamın Balisan Vadisi, Şanexşêköyü’nde sürdürülüp Halepçe ve Şeyhan’da kimyasal saldırının doruğa çıkması, kente atılacak olan kimyasal silahın etkili olabilmesi için, önceden, Irak Hava Kuvvetleri tarafından konvansiyonel silahlarla bombalanarak evlerin camları kırılır. 5 bini kimyasal gazlarla olmak üzere toplamda 182 bin insanın katledildiği, kimyasal atıkların yaşamı yıllarca acılar içinde bıraktığı ne bugünü ne de bu acıları biz Kürtlere yaşatanları ne de bu soykırıma sessiz kalanları asla unutmadık, unutmayacağız!
Halepçe Soykırımı’nın 35. yılında katliamın faallerini binlerce kez lanetlerken, dünyanın sessizliğe gömülmesini de kınıyoruz!
Kürt siyasal güçlerin ve halkımızın; içinde bulundukları acılara, şartların zorluğuna rağmen ele geçirdikleri her fırsatı zafere çevirmesi, düşmanlarının saldırısı ve olumsuz davranışları karşısında yekpare olarak dayanışmayı sağladığına siyasal mücadele tarihimiz tanıktır. İşte Güney Kürdistan’ın resmi statü kazanmasına yol açan 5 Mart 1991’de Raperin’le taçlanan ayaklanma girişimi; Batı Kürdistan’da kazanılan statünün boşa düşürülmesi amacıyla IŞİD tarafından Rojava’nın işgal edilme saldırısı yekpare oluşlarla tersine çevrilmesi; Kuzey ve Batı Kürdistan kentlerini vuran son büyük deprem karşısında yaraların sarılmasında beklemeksizin devreye girilmesi takdire şayan davranıştır. Halkımızı ve siyasal güçlerimizi bir kez daha kutluyoruz!
Ama kazanılan zaferlerin, elde edilen statülerin gereği olan Kürtler arası birlik adımlarının hala atılamaması kabul edilemez! Bağımsızlığın tapusunu elde eden Güney Kürdistan Federe Devleti’nde siyasi birliğin sağlanamaması, Peşmerge gücünün tekleşmemesi, hem Güney hem de Batı Kürdistan’da ulusal birlik yönünde partiler üstü adımların atılmaması sömürgecilere tarifsiz fırsatlar vermektedir.
Bölgedeki işgalci devletler aralarındaki iç sorunlara rağmen Kürtlere, Kürdistan’a karşı rahatlıkla birlikte hareket ediyorlarken, yani sömürgecileri birleştiren özgürlük mücadelesinin biz Kürtleri birleştirememesini asla kabul etmiyoruz.
Dört parçadaki tüm Kürdistani parti ve hareketleri sorumlu davranmaya çağırıyoruz.
Kürdistan Komünist Partisi – KKP