İran’ın ilhak ettiği Doğu Kürdistan; Kürdistan’ın diğer parçalarının direnişlerine cephe gerisinden alan açmış, efsanevi Ağrı Direnişi’nden Simkoların direnişlerine kadar ev sahipliği yapmış parçamız… Ve bugünde idamların olduğu bir süreçte; peşmerge hareketlerinin halen bir direniş kalesi olarak varlığını sürdürüyor.

Mahabad Kürt Cumhuriyetinin kurulması, Kürdistan’ın yakın tarihinde en önemli süreçlerinin başında yer alıyor. Mahabad; Kürdistan’ın Doğu parçasında bir yıldan kısa sürmüş olsa bile Kürt ulusunun yakın tarihte kurduğu ilk özerk devletiydi. Mahabad’ın kurulmasıyla Doğu Kürdistan parçasının eline ilk kez kendi kaderini tayin edebileceği, kendi kendini yönetebileceği ve devletini kurabileceği bir fırsat geçmişti.

17 Aralık 1945 günü bir parti mitingi sonrası, İran rejiminin otoritesinin son kalıntısı olan Adliye Sarayı Kürt güçleri tarafından ele geçirildi ve Adliye Saray’ına Kürdistan bayrağı çekildi. Qazî Mihemmed o sıra Tebriz’den dönüyordu. Dönüş sonrası halkının nabzını yoklayarak artık Cumhuriyet’in kurulmasının olgunlaştığına karar verdi. 22 Ocak 1946’da Mahabad’ın Çarçıra meydanında toplanan Kürt halkı kendi tarihini yazmaya başlıyordu.

Qazî Mihemmed, Kürtlerin Kendi Kaderini Tayin etmesi hakkında kısa bir konuşma yaptıktan sonra “Şu anda Özerk Kürt Cumhuriyeti kurulmuştur” diyerek, Cumhuriyet’in kuruluşunu ilan etti. Meydanda toplanan halkımız büyük bir sevgi ve coşku ile kutlamalara başladı. Bu bir tarihe meydan okumaydı, makus kaderin reddiydi! Qazî Mihemmed konuşmasında Sovyetlere de verdiği desteklerden dolayı teşekkür etti. Cumhuriyetin sınırları başkent Mahabad ile beraber 7 ili kapsıyordu. 13 bakan ve 30 parlamenterden oluşan devletin başkanlığına Qazî Mihemmed seçildi.

9 Mayıs 1946’da Sovyetlerin İran’dan çekilmesiyle bunu fırsat bilen İran; tüm güçleriyle Mahabad’a saldırdı. Qazî Mihemmed, Mele Mustafa Barzanî’nin İran rejimine karşı direnme önerisini, rejimin gerçekleştireceği herhangi bir katliam kaygısından kaynaklı kabul etmedi. Kürtler ve Kürt güçleri geri çekildi. 17 Aralık 1946’da İran ordusu Mahabad’a girerek kontrolü ele geçirdi. 19 Aralık 1946’da ise Qazî Mihemmed ile birlikte Cumhuriyetin yetkilileri tutuklandı. Qazî Mihemmed, kardeşi Sadri Qazî ve amcasının oğlu Seyfi Qazî, 31 Mart 1947’de gece yarısından sonra, İran rejimi Kürtlere “Özgürlük istiyorsanız bedeli budur” mesajını vererek, Mahabad Kürt Cumhuriyeti’nin ilan edildiği Çarçıra meydanında Cumhuriyetin önderlerini asarak katletti.

Tarih tekerrür etmese de bugün Rojava’ya baktığımızda benzer bir süreç yaşanmaktadır. Savaş içerisinde Kürtler kendi kaderlerini arıyor. Yine tarih tekerrür etmez ama uluslar arası koşullar bir ulusun özgürleşmesinde bugün daha fazla belirleyici görünüyor. Ta ki ulusların kendi kaderini tayin hakkını enternasyonal bir ilkeyle savunabilecek işçi devletleri, işçi partileri çıkana kadar.

Tarih Mahabad’ı unutmayacak Kürt Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 73.yıl dönümü kutlu olsun!

MAHABAD YENİDEN! BİR DAHA MAHABAD!

22.01.2019

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir