Kürt halkının tarihte uğradığı katliam ve soykırımların önemli bir halkasıdır Halepçe!

Halepçe soykırımının 25. yıl dönümünde yaşamını yitirenlerin anısı önünde saygıyla eğiliyoruz! 

Kürt halkının, tarifi zor acılarla yüklü büyük kara günü Halepçe’yi unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız!

Halepçe soykırımı, sömürgeci ırkçı BAAS rejiminin Kürt halkına dönük sıradan bir saldırısı değildir. O, adına “Enfal Harekâtı”  denilen katliamlar dizinin son halkasıdır. Halepçe katliamı planlı olup, belirlenmiş amaç doğrultusunda yürütülmüştür. BAAS rejiminin belirlenmiş amacı Kürt halkını kadim topraklarında söküp atmak, yani bitirmekti. Bu açıdan bakıldığında, bu saldırı Kürt halkına dönük bir soykırımdır!

BAAS rejimi, Kürt halkını toprağından sürerek, asimile ederek bitirme hedefini “Enfal Harekâtı” adı altında sistemli geliştirmiştir. Enfal Harekâtı boyunca 4.500 köy yakılıp yıkılarak insansızlaştırılmış, 182 bin insanımız katledilmiştir. Bu katliamlar dizinin son halkası olan Halepçe’de BAAS rejimi kimyasal silahlarla halka saldırmış ve çoğunluğu kadın ile çocuklar olmak üzere 5000 insanımız katledilmiş, binlercesi ağır yaralanmıştır.

“Bombei Kimya” yani kimyasal bomba kavramı, tarifi zor büyük acılarla yediden yetmişe Kürt halkının zihnine kazınmıştır. Halkımız “Bombei Kimya” kavramını unutamaz! Sadece o günleri yaşayanları değil, olanları bugün izleyenleri bile insanlığından utandıran, “ insan insana bunu da yapmaz ki!”  dedirten acılar yaşatıldı halkımıza. O acılar, o izlenmesi bile zor katliam kareleri kuşaklar boyu Kürt halkı ile birlikte zihinlerde kalacaktır!

Nasıl ki 1938’de Dersim’de bir soykırıma girişen rejimin askeri gücünden kaçan kadın, çocuk ve yaşlılar sığındıkları mağaralarda ordu tarafından mağaraların kapısından zehirli gaz atılarak ya da kesilerek soykırıma uğratıldıysa, Halepçe’de de benzeri yapıldı. İkisinde de amaç Kürt halkını ortadan kaldırmaktı.

Halepçe soykırımında asıl sorumlu ırkçı-faşist BAAS rejimidir, rejimin tepesindeki diktatör Saddam Hüseyin ve ekibidir. BAAS rejimini destekleyenler, “İran’la savaşıyor” diye ona her türlü silah desteği verenler, rejim savaş uçaklarını ve diğer ağır silahlarını savunmasız Kürt halkına çevirirken sesini çıkarmayanlar, Halepçe’de insanlık kimyasal silahlarla yok edilirken duymazlıktan gelenler, dahası iki gün sonra düzenlendiği halde Halepçe jenosidini gündemine bile almayan İslam Konferansı gibi uluslar arası kurum ve kuruluşlar da sorumludur. Sorumludur, çünkü tarih 16 Mart 1988’i gösterdiğinde ve Halepçe’nin kent ile kırsalı ceset tarlasına dönüştüğünde, evet tam da o gün Kürt halkı tam anlamıyla “avukatsız halk” olarak yalnızdı! Çünkü dünya o gün sessizdi! Demokrasi ve özgürlük şampiyonlarının dili uzun süre tutulmuş, gözleri görmez olmuştu.

Bugün Kürt halkı, Kürdistan’ın dört parçasında daha bilinçli, daha örgütlü ve özgürlüğü uğruna daha kararlı davranıyor. Güney parçası konfederalizme yakın bir federasyona ulaşmıştır. Batı Kürdistan siyasi hedefler çıtasını federasyon düzeyine çıkarmıştır. Ancak bu kazanımlara rağmen Kürt halkı katliam, soykırım tehdidini tümüyle atlatmış değildir. Bölgedeki işgalci devletlerin aralarındaki iç sorunlara rağmen Kürtlere, Kürdistan’a karşı birleşerek hareket etme olasılığını göz ardı etmemeliyiz.

ÖSP, yeni katliamlara, yeni soykırım saldırılarına karşı en büyük silahımızın gerek parçalarda gerekse parçalar arasında ulusal demokratik birlik olduğunu unutmadan herkesi sorumlu davranmaya çağırır!

Halepçe’yi unutmayacağız!

Soykırım insanlık suçudur, sorumlular cezalandırılmalıdır!

16 Mart 2013

Özgürlük ve Sosyalizm Partisi

(ÖSP)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir