ÖSP Parti Meclisi 22 Nisan 2017 toplantı sonuçları
Kürdistan’ın bağımsızlığını hedefleyen referandum ile Türkiye’de 16 Nisan 2017’de yapılan 18 maddelik anayasa değişikliği referandumu başta olmak üzere bölge ve ülkemizdeki son siyasi gelişmeleri değerlendiren ÖSP Parti Meclisi aşağıdaki sonuçları kamuoyuyla paylaşır:
I – Kürdistan hükümetinin bağımsızlık hamlesini değerlendiren ÖSP Parti Meclisi; öncelikle, ülkemizin Güney parçasının bağımsızlığını destekler, tüm Kürdistan ve bölge halklarını, halkımızın bağımsızlık hamlesini desteklemeye çağırır!
Kürdistan’ın bağımsızlığı ve Kerkük’e Kürdistan bayrağının asılmasında, Irak ve diğer sömürgeci rejimlerin baskı ve tehditlerini reddeder. Irak başbakanının, Mahabad’ın akıbetini hatırlatıp İran ve Türkiye üzerinden Güney’in bağımsızlık hamlesini tehdit etmesini kınar.
Irak halklarını başta da on yıllarca halkımızla birlikte ezilen Şii Arap halkını Kürdistan’ın bağımsızlığını dostluk ve kardeşlik temelinde tanımaya çağırır.
Kerkük’e Kürdistan bayrağının çekilmesi ve bağımsızlık hedefinde; YNK ve PDK’nin ortaklaşarak diğer tüm siyasal partilere gitmeleri olumludur destekliyoruz. Bu sürecin hem partileri aşarak tüm Kürdistan halkının desteğini alabilmesi hem de uluslararası meşruiyet açısından Kürdistan parlamentosunun çalıştırılıp O’nun denetiminde sürdürülmesi gerektiğine inanır ve çağrıda bulunur.
Bağımsız devlet yolunda, PDK ile YNK’ye özgü Peşmerge ordu yapılanmasını ulusal ordu hedefinde aşarak tekleşmesi adımlarının hızla atılması gerekmektedir. Bu yöndeki her çaba desteklenmelidir.
II- ÖSP PM; öncelikle başta ABD ve AB’de olmak üzere ekonomik korumacılıkla paralel gelişen yabancı düşmanı, ırkçı, ulusalcı, tırmanışı tehlikeli görür. Tüm ilerici demokratik güçleri, geç kalmadan en geniş demokrasi ve özgürlükler cephesini kurarak karşı durmaya çağırır.
III – Türkiye’de başkanlık referandumu ve süreci ve sonuçları hakkında;
a – OHAL koşullarında yapılan ve “hayır” diyen Kürt hareketi başta olmak üzere her türlü muhalif harekete nefes aldırmayan haksız-hukuksuz referandum süreci gibi sonuçları da tam da bir hukuk skandalı eşliğinde açıklandı. Referandum sürecindeki hile ve zorbalıklarına göğüs geren “Hayır” cephesi, bu kez YSK’nın mühürsüz oy pusulasının kullanılmasını kabul edip sonuçları geçerli sayma kararıyla yüzleşti. İktidar bloğu, baskı ve hilelere rağmen kaybettiği referandumu, YSK’nın hukuksuzluğunun da katkılarıyla kazandı ki bu kabul edilemez.
ÖSP PM; hilenin karıştığı, halkın iradesinin gasbedildiği ve YSK’nın da “mühürsüz oy kullanımını” kararlaştırıp sonuçlarını geçerli ilan etmekle de bu hukuksuzluğun başaktörü haline geldiği 16 Nisan 2017 referandum oylamasını tanımaz.
b – Rejim ve AKP Kürdistan’da kazanamadı. Buna karşın Kürt siyaseti de yakılıp yıkılan kentlerimiz ve Amed’in sağlam duruşu dışında sevinemedi. Bu sonucun çıkmasında; tüm ordu, polis ve özel kuvvetleriyle halkımız üzerinde uygulanan baskı; Kentlerin yıkılması sürecinde 400 bin civarında Kürt seçmenin yerinden edilmesi; eş başkanlar başta olmak üzere önemli siyaset kadrosu tutuklanan HDP’nin elinin kolunun bağlanması; AKP’nin özelde Erdoğan’ın danışmanları gerek fısıltı gazetesi gerekse doğrudan “başkanlık sistemi gelirse Kürt meselesini eyalet temelinde Erdoğan çözer”… propagandasının etkisi olmuştur.
c – Tüm baskılara rağmen “hayır” cephesinde birleşmiş geniş, dinamik bir devrimci demokratik, laik potansiyelin varlığının gelecek vaat ettiğini vurgular! Ancak bu potansiyelin kendi içerisinde ayrışacak iki ana eğilim barındırdığının altını çizer. Biri; ilerici, devrimci demokratik, özgürlükçü ve Kürt ulusal demokratik potansiyeli; diğeri; CHP, MHP muhalefeti ve Vatan Partisi’nin temsil ettiği ırkçı-milliyetçi damar. Gerek Kürdistan ulusal demokratik hareketini gerekse Türkiye devrimci demokratik siyasetini, 17 Nisan’dan itibaren ırkçı milliyetçi siyasetle yolunu ayırmaya çağırıyoruz.
d – Kürt ulusal demokratik hareketi, Kürdistan’a statü, anadilde eğitim… gibi temel talepler etrafında yaratacağı ulusal ittifakla meydanlara çıkarak hükümeti bu adımları atması yönünde zorlamalıdır. Bunu başarabildiği oranda, kendi temel talepleriyle Türkiye ilerici, devrimci demokratik güçleriyle de genel demokrasi mücadelesinde ortaklaşmada yol alabilir.
e – Referandumun haksız ve hukuksuz sonuçlarına itiraz eden ve tepkisini demokratik meşru zeminde dile getirenlere dönük uygulanan şiddet ve gözaltıları kınar; iktidar partisi kendisi halkı meydanlara çağırınca meşru ve anayasal hak görmesini, muhalefetin ve Kürt hareketinin halkı meydanlara çağırmasını ise “hukuk dışı” görüp hedef alma yaklaşımını reddeder ve halkları demokratik zeminde meşru eylemliliği büyütmeye çağırır!
IV – ÖSP PM; OHAL sonlandırılmalıdır!
İlan edildiği günden beri baskı ve yasaklarla halkımıza ve Türkiye demokrasi güçlerine nefes aldırmayan, KHK ile on birlerce kamu emekçisini haksız hukuksuz yere işten çıkaran; yani ilan edildiği ilk günden beri “devlete karşı değil halka karşı uygulanan” OHAL’in tekrar uzatılmasına hayır der. Hükümeti, OHAL’i sonlandırma çağırır.
V – ÖSP PM; 22 Nisan 1898’da Kahire’de Mikdat Midhat Bedirhan yönetiminde yayına başlayan ve ilk Kürtçe gazete olan Kürdistan Gazetesi vesilesiyle Kürt Gazeteciler gününü kutlar ve bu yolda bedel ödeyen, şehit düşen herkesi saygıyla anar!
VI – ÖSP PM; Êzidi halkımızın kutsal günü olan ve geleneksel olarak her yıl Nisan ayının 13’ten sonraki Çarşamba günü kutlanan Çarşema Sor’u kutlar! Êzidi halkımızın yaşam alanı olan Şengal kenti ve Şengal dağının tümüyle özgürleştirilmesinin önemini belirtir.
VII – ÖSP PM; 64 günü bulan ve tutukluları ölümün sınırına getiren açlık grevinin can kaybına yol açmadan sonuçlandırılmış olmasını olumlu bir gelişme olarak görür ve açılık grevine katılan tüm hükümlü ve tutuklar üzerinde kalıcı yaşamsal izler bırakmamış olmasını diler.
VIII – ÖSP PM; Dünya işçi sınıfının yaklaşan uluslararası birlik ve dayanışma günü 1 Mayıs’ı kutlar. İşçi sınıfımızı ve emekçi halklarımızı 1 Mayıs 2017’de yaşamsal taleplerini haykırmak ve sınıf kardeşleriyle buluşmak için alanlara çıkmaya çağırır!
23 .04. 2017
ÖSP PM