
Yeni eğitim-öğretim yılı, milyonlarca çocuk için yine büyük sorunlarla başladı. Başta anadilde eğitim yasağı olmak üzere, ekonomik ve sosyal yükler eğitimi her geçen gün daha da eşitsiz kılıyor. Çocuklarımızın büyük çoğunluğu bu ağır sorunların içinde okula “merhaba” diyerek başladı; yüz binlercesi ise yoksulluk, eşitsizlik ve yasaklar yüzünden o “merhaba”yı bile diyemedi.
Anadilde Eğitim: Bir Hak Meselesidir!
UNESCO ve BM kararlarında anadilde eğitim evrensel bir hak olarak tanımlanıyor. Çocuğun kendi dilinde eğitim görmesi hem pedagojik açıdan sağlıklı hem de kimliğinin, kültürünün korunması için hayati.
Türkiye’de ise anadilde eğitim hâlâ yasak. Kürtçe seçmeli ders adı altında göstermelik adımlar atılsa da öğretmen yok, sınıf açılmıyor, öğrenciler yönlendirilmiyor.
Gerçek tablo şu: Anadili Türkçe olmayan milyonlarca çocuk, ilkokulun ilk yıllarını sadece Türkçe öğrenmeye harcıyor. Ortaokulun sonuna doğru dili kavramaya başlarken, anadili Türkçe olanlarla aynı sınavlara sokuluyor. Bu, baştan aşağı bir eşitsizliktir.
Anadilde eğitim yasağı yalnızca pedagojik değil, siyasal bir meseledir. Tek dil dayatması, Türk olmayan halkları asimilasyona zorlamanın aracıdır. Bu yasaklarla kendi varlığını ayakta tutan rejim, demokratik bir toplumun önünde en büyük engeldir.
Yoksulluk ve Bölgesel Eşitsizlik!
Sorun yalnızca anadilde eğitim yasağı değildir. Bu yasak, derin yoksulluk ve bölgesel eşitsizlikle birleştiğinde Kürt çocukları iki kat dezavantajlı hale gelmektedir.
Hanelerin eğitim masrafları her yıl artıyor. Defter, kitap, kıyafet, servis, yemek vb. asgari ücretle geçinen aileler için büyük bir yük.
Bugün 10 milyonun üzerinde çocuk yoksulluk içinde yaşıyor. Her dört çocuktan biri okula ya aç gidiyor ya da yetersiz besleniyor.
Kürt illerinde gelir Türkiye ortalamasının çok altında. Yoksulluk nedeniyle çocuk işçiliği yaygın, okul terkleri yüksek, kız çocuklarının okullaşma oranı daha düşük.
Eğitimde fırsat eşitsizliği derinleşiyor. Özel okullar milyoner çocuklarının ayrıcalığı haline gelirken, yoksul halkın çocukları açlık ve dil yasaklarıyla baş başa bırakılıyor.
Kürdistan Komünist Partisi olarak diyoruz ki;
Eğitim, kâr aracı değil, halkın hakkıdır. Parasız, eşitlikçi ve erişilebilir olmalı.
Bölgeler arası ekonomik, sosyal ve kültürel eşitsizlikler ortadan kaldırılmalı.
UNESCO ve BM kararları uygulanmalı, anadilde eğitim anayasal güvence altına alınarak asimilasyon politikalarına son verilmeli.
Tüm bunlar için halkımızı; anadilde, parasız, eşit eğitim için mücadeleye çağırıyoruz!
Kürdistan Komünist Partisi – KKP