12 Eylül
Ancak bu darbe, yalnızca o gün tankların yürütülmesiyle sınırlı kalmadı; izlediği anti-demokratik, halk düşmanı politikalarla günümüze dek sivil iktidarlar eliyle devam ettirildi.

12 Eylül 1980’de gerçekleştirilen faşist askeri darbenin üzerinden 45 yıl geçti. Ancak bu darbe, yalnızca o gün tankların yürütülmesiyle sınırlı kalmadı; izlediği anti-demokratik, halk düşmanı politikalarla günümüze dek sivil iktidarlar eliyle devam ettirildi. 12 Eylül’ün yarattığı karanlık düzen, farklı hükümetler aracılığıyla bugüne taşındı ve son on yılda AKP-MHP İttifakı tarafından daha da derinleştirildi.

Darbe döneminde binlerce devrimci, yurtsever, sosyalist ve demokrat işkencelerden geçirildi, cezaevlerine dolduruldu, idam sehpalarına gönderildi. Sendikalar, dernekler, basın-yayın organları kapatıldı; hak ve özgürlükler gasp edildi. Bugün ise bu politikaların devamı niteliğinde, halkın örgütlenme ve ifade hakkı sistematik biçimde bastırılıyor.

Cumhur İttifakı, 2015’ten bu yana izlediği baskı ve savaş politikalarıyla 12 Eylül darbecilerini bile aşan uygulamalara imza atmıştır. 2016’daki “darbe girişimi”ni “Allah’ın lütfu” olarak değerlendiren iktidar, bu girişimi fırsata çevirerek tüm muhalefeti, özellikle de Kürt halkını hedef alan topyekûn bir saldırıya dönüştürmüştür. Zaten kırıntıları kalmış olan demokrasi tümüyle askıya alınmış, binlerce Kürt siyasetçi, aydın, gazeteci ve öğrenci cezaevlerine doldurulmuştur. İçerideki (Kuzey) Kürt halkına baskı, tutuklama ve kayyumlarla saldıran iktidar, dışarıda ise Güney Kürdistan ve Batı Kürdistan’a yönelik askeri operasyonlarla savaş ve yıkım politikası yürütmektedir.

Bugün aynı iktidar, sandıkta yenemediği CHP’yi de yargı sopasıyla etkisizleştirmeye çalışmaktadır. CHP’li belediye başkanları tutuklanmakta, yerlerine kayyumlar atanmakta; İstanbul il başkanlığına kayyum atanmış, şimdi de genel merkeze kayyum atama hazırlıkları konuşulmaktadır.

Tüm bunlar olurken emekçilerin sofrasındaki ekmek küçülmüş, yolsuzluklar ve talan düzeni olağanlaşmıştır. Zenginler daha da zenginleşirken yoksullar açlığa ve işsizliğe mahkûm edilmiştir. 12 Eylül’ün kurmayı hedeflediği sermaye yanlısı, baskıcı düzeni, bugün AKP-MHP iktidarı çok daha ileri boyutlara taşımıştır.

Biz Kürdistan Komünist Partisi olarak; ister askeri üniformalarla, ister sivil ceketlerle gelsin, tüm darbeleri lanetliyoruz. Halkların özgürlüğü ve eşitliği, darbelerle değil, yalnızca örgütlü halk mücadelesiyle kazanılabilir.

Darbeler karşısında tek gerçek güvence, örgütlü halktır.

Kürdistan Komünist Partisi – KKP

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir