KKP İsminden Asla Vazgeçmeyeceğiz!
Şimdi soruyoruz: Madem böyle bir parti yoktu, 2024’te Şahinbey İlçe Kongresi’nin yapılmasına neden itiraz etmediniz de birkaç hafta önce Şehitkamil İlçe Örgütü’nün kuruluşunu neden engelliyorsunuz?

Geçtiğimiz günlerde partimiz Kürdistan Komünist Partisi (KKP) Antep İl Örgütü, Şehitkamil İlçe Örgütü’nü kurmak için gerekli evraklarla Antep Valiliği İl Sivil Toplumla İlişkiler Müdürlüğü’ne başvurdu. Ancak başvurumuz reddedildi. Ekte yer alan müdürlüğün resmi ret yazısında gerekçe şu şekilde ifade edilmiştir:   

“İlgili dilekçenize istinaden PARBİS’te (Partiler Bilgi Sistemi) ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kendi sitesinde yayınlanan partiler listesinde yapılan incelemelerde; Kürdistan Komünist Partisi adı altında herhangi bir kayda rastlanılmamıştır. Bu nedenle evraklarınız işleme alınmamıştır.”   

Olayın garabetine bakın: Daha geçen yıl Şahinbey KKP İlçe Örgütü’nün kongresini yaptık, hiçbir itiraz gelmedi. (Kongre belgeleri de ekte yer almaktadır.) Sivil toplum müdürlüğündeki memurlara “Bu nasıl iş?” diye sorduğumuzda aldığımız cevap aynen şu oldu:   

“Ya yanlışlık yaptılar ya da suç işlediler.”   

Biraz geriye giderek partimize dönük Yargıtay kaynaklı hukuksuz süreci hatırlatmakta fayda var.   

Partimiz 2011’de Özgürlük ve Sosyalizm Partisi adıyla kuruldu. 2018’de yapılan kongrede adımızı Kürdistan Komünist Partisi olarak değiştirdik ve seçim kurulundan mazbatamızı aldık. Ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, resmi bir yazıyla parti adımızın ve program-tüzüğümüzdeki bazı maddelerin Siyasi Partiler Kanunu’na “aykırı” olduğunu belirterek, isim dâhil “gerekli” değişiklikleri yapmamızı istedi.   

Dikkat çekicidir ki bu ilk resmi yazıda bize hitapları “Kürdistan Komünist Partisi Genel Başkanlığı’na” şeklindeydi. 

Biz, resmi yazıyla yanıt vererek tüzükte teknik değişiklikler yapabileceğimizi ancak parti adı ve programımıza dair değişiklik taleplerinin kırmızı çizgimiz olduğunu, bu nedenle bunları yapmayacağımızı bildirdik. Bunun üzerine Yargıtay’dan gelen ikinci yazıda hitap bir anda değişerek “Özgürlük ve Sosyalizm Partisi Genel Başkanlığı’na” dönüştü.   

Kısa süre sonra Yargıtay, Kürdistan Komünist Partisi’nin kapatılması için Anayasa Mahkemesi’nde dava açtı. Bu dava 2019’dan beri sürüyor; Anayasa Mahkemesi ise hâlâ karar vermeyerek dosyayı bekletiyor.   

Yargıtay’ın iddiasına göre “Kürdistan Komünist Partisi” diye bir parti yok. Peki, olmayan bir partiye kapatma davası açmak nasıl bir mantıktır? İşte bu tam anlamıyla bir hukuk komedisidir.   

Kürt varken Kürt’e “yok” diyen bir devlet ve yargının, Kürdistan Komünist Partisi varken “yok” demesi hiç şaşırtıcı değildir.   

2018’deki isim değişikliğinden bu yana Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, partimizin ilçe, il ve genel kongrelerini fiili ve hukuksuz biçimde engelledi. Nasıl mı?   

PARBİS’te, kongre kararıyla yapılan isim değişikliğini kayda geçirmediler. Oysa KKP’nin kongre yapamayacağına dair herhangi bir mahkeme kararı yoktu. Yapılması gereken tek şey, kongre irademizin sonucu olan isim değişikliğinin PARBİS’e işlenmesiydi. Bu yapılmayınca İl Sivil Toplum Müdürlükleri de “Kürdistan Komünist Partisi diye bir parti yok” bahanesiyle yeni örgütlenmelerimizi engelledi, mevcut örgütlerimizin de kongre yapmasına mani oldu.   

Şimdi soruyoruz: Madem böyle bir parti yoktu, 2024’te Şahinbey İlçe Kongresi’nin yapılmasına neden itiraz etmediniz de birkaç hafta önce Şehitkamil İlçe Örgütü’nün kuruluşunu neden engelliyorsunuz? Bu soruların cevabının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nda olduğu çok açıktır.   

Sonuç olarak, en baştaki tutumumuz değişmedi: Kürdistan Komünist Partisi isminden asla vazgeçmeyeceğiz. Partimiz hakkında açılan kapatma davası Anayasa mahkemesinde (AYM) sürüyor ve bu kapatma davasına ilişkin Partimizi ve programını savunan savunmamızı yazılı olarak AYM’ye sunduk.   

Bilindiği üzere Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine PKK silah bıraktı ve kendisini feshetti. PKK’nin bu adımı sonrası TBMM’de “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” kuruldu. Sorunun “çözüm”üne dönük bu adımlar atılırken başta partimiz olmak üzere tüm Kürdistani parti ve oluşumlara dönük yargı kıskacının devam etmesi iktidarın bu yeni “süreç”teki samimiyetinin de bir ölçüsü olacaktır. 

Eğer mesele Kürt meselesinin çözümüyse nihai adımlardan önce acil olarak cezaevlerindeki siyasi tutukluların bırakılması, Kürt dili üzerindeki baskıların durdurulması, kayyım atama politikasının sonlandırılması gibi anti demokratik uygulamalar sonlandırılmalı. Ve Cumhuriyetin kuruluşundan Roboski katliamına varana kadar tüm katliam ve failini meçhulleri araştırma komisyonu kurulmalı. 

Öncelikle bu adımlar atılmadan çözümden söz edilemez. 

11.08.2025   

Kürdistan Komünist Partisi – KKP Sözcüsü   

Yasin Yetişgen  

05385132088  

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir