ÖSP Gençliği; eğitim sisteminin tekçi, ırkçı-şoven ve dinsel içerikten arındırılması, diller ve kültürlere eşit mesafede yaklaşacak bir eğitim politikasının geliştirilmesi için üniversiteli gençliği mücadeleye çağırır!

 

ÜNİVERSİTELİ GENÇ ARKADAŞ!

 

* Üniversitelerde baskı ve saldırılar her geçen gün artarak devam ediyor! AKP Taksim-Gezi isyanlarının yeniden gelişebileceği korkusuyla üniversitelere daha fazla polis yığıyor ve muhalif öğrenciler üzerinde polisin baskı ve terörünü eksik etmiyor!

*Üniversiteler, Kemalist tek tipleştirici, şoven uygulamalar kadar, AKP ve cemaatin bilim düşmanı gerici zihniyetinin de kuşatması altında!

*AKP’nin üniversitelerde kadrolaşma hareketi ile başta öğretim görevlileri, öğrenciler, öğrenci kulüpleri/faaliyetleri ve çalışanları baskı altına alınıyor!  

*Kürt, Çerkes, Laz’ın anadilde eğitimine bile “hayır” diyen hükümet, eğitimi işverenler için ekonominin bir yan unsuru haline getirmek için her şeyi yapıyor!

*Başta Rojava olmak üzere Kürdistan’ın dört parçasında özgürlük mücadelesinin yükseldiği, Rojava’da halkımızın özgürleşme adımlarının gerici çete ve rejim güçlerinin katliamlarıyla yüzleşmesi biz Kürdistan gençliğini daha fazla sorumluluğa ve mücadeleye davet ediyor.

* Emek rejimine, esneklik kazandırma adına neo-liberal politikalarla düzensiz, garantisiz, part-time özellik kazandırıldığı; gençlerin bugün çalışıp yarın işsiz kalabileceği; güvenceli iş için diplomalı, deneyimli, vasıflı olmanın da yetmediği koşulları yaşıyoruz!

* “Ben özgürüm” türünden reklam ve promosyonlarla gençliğin cinselliği, parasal tutkuları kamçılanıyor. Bu reklam bombardımanı sermayenin çıkarlarına hizmet etmenin yanı sıra şoven rejimin asimilasyon politikalarının da taşıyıcısıdır.

 

Genç arkadaş!

Bütün bunlara “dur” demek ve mücadele ederek geleceğini kazanman dışında başka bir seçeneğin yok!

 

Üniversiteler gerici, şoven kuşatma altında!

Sermaye ve AKP hükümetinin sıkça tekrarladığı “özgürlükler alanını genişleteceğim”  iddiası yalandır. Yaşananlar, özgürlükler alanının adım adım daraltıldığını gösteriyor.

Üniversitelerde estirilen polis terörüne öğrencilerin kitlesel tepkilerine hükümetin yanıtı, resmi polisi de üniversiteye sokmak olmuştur. Sözde, “öğrencinin güvenliğini sağlayacak” olan özel güvenliğe polisin de eklenmesi sizlerin nefes almanızı daha da zorlaştıracaktır.

21. yy. başında,halen muhalif öğrenciler peşlerinde dolaşan sivil polislerce fişlenmekte, meşru zeminde demokratik taleplerini dile getirdiklerinde YÖK-polis-yargı işbirliğinde gözaltına alınıyor, sorgulanıyor, tutuklanıyorlar.

Üniversite yönetimince açılan soruşturmalar, verilen cezalarla muhalif öğrenciler sindirilmeye çalışılıyor. Bu uygulamalar, muhalif öğrencilerin özellikle de Kürdistanlı öğrencilerin eğitim-öğretim hakkının fiilen gaspıdır.

 

Genç arkadaş!

Üniversiteler liseleşiyor!

Neredeyse her Kürdistan kentinde de artık bir üniversite yapılmakta. Üniversitelerin Kürdistan kentlerinde de yaygınlaştırılması görünürde iyi ancak içeriden bakıldığında sorunlar yumağını barındırmaktalar.

Birincisi; üniversiteler lisans programları bilimsel içerikten ve tarihsel gerçeklikten yoksundurlar. Türkiye’de hiçbir dönem, üniversitelerin bilimin egemen olduğu özerk demokratik kurumlar olmasına izin verilmedi. Bugün ise, AKP iktidarı altında evrim kuramı bile kimi üniversitelerde ders konusu olmaktan çıkarılıyor. Halklar ve dinler bahçesi Anadolu ile Kürdistan tarihi; Türk Tarih Tezi, Güneş Dil Teorisi gibi ırkçı politikalarla çarpık veriliyor.

İkincisi; Kürdistan illerindeki üniversiteler açısından temel mesele, bugünde anadilde eğitim öğretimden yoksun olmalarıdır. Öğrenciler yabancı dilde eğitimin tüm güçlüklerini yaşıyor.

Üçüncüsü; çoğunun adı üniversite fiiliyatta lise dengi eğitim kurumu özelliğini barındırıyor. Açılan üniversiteler gerek öğretim görevlisi kadrosu gerek teknik kapasite gerekse de lisans programları yönünde Avrupa’nın liseleri düzeyini pek aşamıyorlar.

 

Genç arkadaş!

Eğitim, işverenin ihtiyaçlarına göre düzenleniyor

AKP hükümetinin hazırlayıp yürürlüğe koyduğu, Ulusal İstihdam Stratejisi belgesinde, eğitimin, “işgücü piyasasının ihtiyaçlarına yönelik bilgi, beceri düzeyi yetersiz… Türkiye’de eğitim sisteminin en önemli eksikliği ekonominin ihtiyaçlarına uygun insan gücü sunamamasıdır” derken öğrencilerin okurken iş piyasasında yer almaları hedefleniyor.

Kendi geleceğine az çok umutla bakan gençlik yerini, emek piyasasında konumu sürekli sallantıda olan, umutsuz, güvencesiz bir gençliğe bırakıyor. Sermaye ve rejimleri, sadece giyecek, yiyecek gibi maddi öğeleri değil, sevgi, aşk gibi manevi değerleri de “kullan, at!” diye ifade edilen tüketim kültürünün, yani ticaretin bir nesnesi haline getiriyor.

Dolaysıyla, üretim sürecinin esnekleştirilmesi, tüketim kültürü kalıplarının toplumda geliştirilmesi, kutsanan bireyselleşme ve nihayet “fırsat eşitliği” ikiyüzlülüğü toplumda en fazla gençliği etkiliyor.

İşte, “eğitim eşittir işverene kalifiye emek gücü yetiştirme” mantığının özeti!

İşte, her şeye işveren gözüyle bakan ve işçiyi çalışma makinesi olarak gören tipik yaklaşım!

İşte, diplomalı işsizler ordusunun büyümesinin temel nedenleri!

 

Genç arkadaş!

Halkımızın ulusal özgürlüğü ve sosyalizm için örgütlü mücadeleye!

Siyasal, kültürel ve ekonomik kuşatmaya alınan gençlik, bu kuşatmayı tek başına ve salt özgün taleplerinden kalkış yaparak yaramaz. Kürdistan’da bunun sayısız örneği vardı, Anadolu’da da Taksim-Gezi bunu çıplak olarak sergiledi.

Kürdistan’da başat sorun olan ulusal özgürlük, zaten gençlik ile halkın ortak paydasını  oluşturur. Bu ortak paydanın yanı sıra gençliğin, özellikle öğrenci gençliğin özgün talepleri  uğruna mücadele alanı da varlığını koruyor. Bu durum hem üniversitelerdeki özgün mücadelenin geliştirilmesini hem de öğrenci gençliğin mücadelesinin okul/üniversite sınırlarını aşmasını güncelleştiriyor. Ve önemlisi üretim sürecinde olan işçi gençliğin yanı sıra artan oranda üretim sürecine çekilen öğrenci gençlik ile işçi-emekçi halkın sorunları düne oranla daha fazla iç içe geçiyor.

 

Genç arkadaş!

ÖSP Gençliği; sizi dinamik siyaset yapmaya çağırır!

Hükümet, TÜSİAD, MÜSİAD, emniyet, üniversite yönetimi, ordu, hatta cami gibi kurumların  “ideolojiye ve siyasete “hayır” kampanyalarını elinizin terisiyle itin! Gençliğe “ideolojilerden  siyasetten uzak durun” diyenler, rejim ve sermayenin yüzleştiği her ciddi sorun üzerine ideolojik davranışla siyaset yaparlar.

ÖSP Gençliği; eğitim sistemini tekçi, ırkçı-şoven ve dinsel içerikten arındırılması, diller ve kültürlere eşit mesafede yaklaşacak bir eğitim politikasının geliştirilmesi, Kürt halkının ve diğer halkların anadilde eğitimini uygulayacak yasal ve idari düzenlemelerin gerçekleştirilmesi için gençliği mücadeleye çağırır.

ÖSP Gençliği; Rojava Kürdistan’ında halkımız saldırılar altından kan ağlarken, Kuzey’de halkımızın ayrı halk olarak varlığı bile kabul edilmezken, Kürdistan gençliğini üniversite içi demokratik mücadelenin sınırlarını aşarak ulusal özgürlük mücadelesini geliştirmeye çağırır!

ÖSPGençliği; gençliği, özelde de Kürdistan gençliğini kapitalist özel mülkiyete “hayır” şiarıyla sosyalizm uğruna mücadeleyi geliştirmeye çağırır!

ÖSP Gençliği; eğitimin bir hak olarak bütün vatandaşlar için eşit olması, ilköğrenimden üniversiteye demokratik, parasız eğitimin gerçek­leşmesi; eğitimde özel okul ve dershanelerin kaldırılması, YÖK gibi kurum ve uygulamaların kaldırılarak özerk demokratik üniversitenin kurulması için mücadeleye çağırır!

 

Genç arkadaş!

Demokratik özerk üniversite için,

Anadilde eğitim ve öğretim için,

Kapitalistlerin değil halkın ihtiyaçlarına göre şekillenen eğitim-öğretim için,

Diplomalı tüm işsizlere kadrolu, güvenceli çalışma hakkı için,

ÖRGÜTLÜ MÜCADELEYİ GELİŞTİRELİM!

 

ÖSP Gençliği; ulusal özgürlük ve sosyalizmin sesi olarak Kürdistan yurtsever, devrimci,  sosyalist gençliği saflarında örgütlü mücadeleye çağırır! Ekim 2013

                                                                                                             ÖSP Gençliği

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir