İhvan ı Müslim’in sivil diktatörlük hedefine karşı nedeni ne olursa olsun askeri darbe desteklenemez, desteklenmemelidir.
Mısır’da 25 Ocak 2011 halk isyanıyla devrilen Mübarek rejiminin ardından İhvan ı Müslim iktidara geldi. M. Mursi’nin cumhurbaşkanı olmasıyla İhvan ı Müslim, hızlı adımlarla kendi parti rejimini kurmaya yöneldi. Sedat-Mübarek diktatörlüğünden ancak 25 Ocak 2011 Tahrir isyanıyla kurtulan Mısır halkı bu kez İhvan ı Müslim’in sivil dikta rejimi yönelimiyle yüzleşti.
İhvan ı Müslim’in özellikle Mursi’nin cumhurbaşkanı seçilmesiyle birlikte:
Devlet ve hükümet bürokrasisini hızla İhvan kadrolarıyla doldurulması, yandaş yargı hedefiyle yargıya müdahalesi, anayasa meselesinde arkaladığı Selefi desteğiyle halka, muhalefete “ben yaptım oldubitti” dayatması, cumhurbaşkanı yetkilerini olağanüstü artırmasının yanı sıra ordu yöneticilerinin yetkilerini Mübarek döneminden bile daha fazla artırması(!), kadınlara ve Gayrimüslimlere sokak baskısının tırmanışa geçmesi peş peşe geldi.
Mısır halkı bu ve benzeri adımları içeren yeni bir deli gömlek dayatmasına daha ilk günden kitlesel tepkiyle karşı koydu. Bütün bunlar ağırlaşan ekonomik ve sosyal sorunlarla da buluşunca, Mısır halkı “yeter” deyip bir kez daha devrimci isyana yönelerek “Mursi istifa” dedi.
Mısır halkı gerçekleştirdiği 25 Ocak 2011 devriminin İhvan ı Müslim tarafından gasp edilmesini sonlandırmak için bir kez daha meydanları zapt etmişken; halk belki de dünya tarihinin en kitlesel sivil isyanıyla Mursi rejimini köşeye sıkıştırmışken; bölgesel ve küresel desteği ciddi zayıflamışken; bakanları peş peşe istifa ederken; yani halk Mursi’yi düşürmeye çok yaklaşmışken Ordu’nun darbe düdüğünü çalması hayra alamet değil!
Ordu adına yapılan; “Mısır halkını teröristlerden ve radikallerden korumak” beyanları ya da GenelkurmayBaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin “Mısır’ı kaostan kurtarmak için” açıkladığı “yol haritası” falan hepsi halkın yükselen devrimci isyanı karşısında İhvan ı Müslim iktidarını düşürmenin yanı sıra esas olarak rejimi kurtarmak amacını taşıyor.
Mısır Ordusu, Mursi iktidarına müdahale adı altında gerçekte sürece müdahale etmiş devrimi halktan çalmayı hedefliyor. Oynanan oyun büyüktür. Ordu bir taş ile iki kuş vurmayı hedeflemiştir. Mursi’ye muhtıra verip İhvan iktidarına son verirken aynı süreçte halkın/sokağın ikinci kez devrimle iktidarı devirme hedefine ulaşmasına da engel konulmuştur. Böylece 25 Ocak 2011’den günümüze devam eden devrim süreci sonlandırılmak istenmiştir. Oyun ince ayarla sahneye konuldu. Ordu muhtırasına Liberal ve sol eğilimli partileri bünyesinde barındıran Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin (UKC) Sözcüsü Muhammed el-Baradai, Nur Partisi Genel Sekreteri Celal Merre veKıpti Ortodoks Kilisesi Patriği Tovadros’un Ordu “Yol haritasına” onay vermeleritüm muhalefetin desteği varmış gibi sunulmasının yanıltıcı olduğuna inanıyoruz.
Mursi’nin istifası üzerinden İhvan ı Müslim iktidarı devrilince; Katar, S. Arabistan, Ürdün gibi gerici Sünni Arap rejimlerinin dolaysıyla kısmen İsrail’in rahatladığı görülüyor. Bunlar rahatlamışsa, ABD ve Batı’nın doğrudan olmasa da dolaylı olarak Orduya darbe için yeşil ışık yaktığını söylemeliyiz.
Bölgede rahatsız olan ise belki de tek hükümet, parti AKP hükümetidir. Birincisi demek ki darbeler dönemi kapanmadı, çıkarları gerektiriyorsa ABD ve Batı yeni askeri darbeleri destekleyebilir. İkincisi ise, “bir-iki-üç daha fazla İhvan ı Müslim iktidarı” hedefinin büyük yara almış olması AKP’yi özelde de T. Erdoğan’ı bölgedeki siyasal hedefleri nedeniyle ciddi rahatsız etmiştir.
İhvan ı Müslim’in sivil diktatörlük hedefine karşı nedeni ne olursa olsun askeri darbe desteklenemez, desteklenmemelidir. Mısır halkı acı tecrübelerle ordu yönetiminin ne olduğunu biliyor, karşı tutum almalıdır. Mısır’ın demokrasinin ve “güvenliğinin anahtarı” silahlı kuvvetler değil Mısır halklarıdır. Ordunun açıkladığı yol haritası reddedilmeli yerine Tahrir’i yani meydanları temsil eden Geçici Temsilciler Heyeti oluşturularak onun yönetiminde erken seçime gidilmelidir. 04-07-2013
Sinan Çiftyürek
Özgürlük ve Sosyalizm Partisi
Genel Başkanı
