Maraş Katliamının üzerinden tam 42 yıl geçti ancak katliamın izleri ve halkımızın yaşadığı acılar hala dipdiri. 19 Aralık ile 26 Aralık 1978’de yaşanan katliamda yaşamını yitiren canlarımızın aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz. Yakınlarını yitiren ailelerimize baş sağlığı diliyoruz.
Alevi, Kürt ve devrimci Maraş halkına yönelik gerçekleştirilmiş bu katliamı ve faallerini bir kez daha nefretle kınıyoruz, lanetliyoruz!
Maraş, Sivas, Çorum, Malatya gibi sayısız katliamlar asla “sağ-sol” veya “Alevi-Sünni” çatışması değildi, öyle olmadığı da açığa çıktı. Emperyalist kapitalist güçler ve onların işbirlikçisi faşist devlet devranını sürdürme adına bizzat katliamı organize etmişlerdir.
O dönem Başbakan olan Bülent Ecevit’in; olayların, kendisinin uzun süredir direndiği sıkıyönetim talebine zorlanmak için kontrgerillalar tarafından çıkarıldığını açıklaması bu olayın devlet tertipli bir katliam olduğunun ispatıdır.
“Oruç tutmak namaz kılmakla hacı olunmaz, bir Alevi öldüren beş sefer hacca gitmiş gibi sevap kazanır; bütün din kardeşlerimiz hükümete ve komünistlere, dinsizlere karşı ayaklanmalıdır” şeklindeki katliam çağrılarını yapanlar ile dönemin faşist milletvekilleri ve kimi yazarlarca adeta katliamı meşrulaştırarak savunmaları ve haklarında hiçbir soruşturma açılmaması bu tertibin bir parçasıdır. Yaşanan katliamı günlerce seyreden devlet katliamın bitiminde göstermelik bir dava sürecini başlatarak gerçekleri gizlemesi tertibin son perdesinden başka bir şey değildi.
Yıllar geçse de halklarımıza karşı işlenen cinayetlerin, katliamların hesabını sorma adına unutmayacağız, peşini bırakmayacağız!
Kürdistan Komünist Partisi – KKP