Erdoğan ve Bahçeli; 31 Mart seçim sürecinde açıkça “yine kayyım atarız” diyerek Kürt halkının iradesini ipotek altına almak istediler. Onca baskı ve algı operasyonuna rağmen Kürt halkı ve halklar iradelerini kayyımdan özgürleştirince bu kez “beğenmezsek yine kayyım atarız” dediler ve nihayet dün atadılar. Neden Ağustos ayı?

Erdoğan ve Bahçeli; 31 Mart seçim sürecinde açıkça “yine kayyım atarız” diyerek Kürt halkının iradesini ipotek altına almak istediler.  Onca baskı ve algı operasyonuna rağmen Kürt halkı ve halklar iradelerini kayyımdan özgürleştirince bu kez  “beğenmezsek yine kayyım atarız” dediler ve nihayet dün atadılar. Neden Ağustos ayı?

Çünkü Erdoğan “Ağustos ayı tarihimizde zafer ayı inşallah yenisini ekleyeceğiz” derken, Bahçeli “Zafer yenilenmeli” diyerek onayladı. Cumhur İttifakı; sınır ötesi Kürdistan’da (Fırat Doğusunda) Ağustos ayında zafer elde edemeyeceğini görünce, 2016’daki gibi kendi yasalarını çiğneyerek içeride halkımızın kazanımlarına yöneldi! Çünkü gücü seçilmiş irade olan belediye başkanları yerine kayyım atamaya yetiyordu ve atadı. Böylece Ağustosta halkımıza karşı ilk PİRUS ZAFERİNİ üç belediye eş başkanını görevden almakla ilan ettiler. Şimdi önümüzdeki aylarda Fırat’ın Doğusunda da Pirus zaferini ilan etmeyi deneyebilirler!

Öncelikle 17 yıldan beri iktidarda olan AKP ve Genel Başkanı Erdoğan; sıkça “millet iradesi esastır, darbelere hayır” der ve kendilerini darbe “mağduru” olarak halka sunardı. Ancak 2016’dan bu yana peş peşe iki defa Kürt halkının seçilmiş iradesine darbe yapan AKP’nin kendisidir. Hem öyle ki bizzat kendisinin belirlemiş olduğu yasalar çerçevesinde seçime katılan ve halkın iradesiyle HDP’nin kazandığı belediyelere AKP kayyım atayarak Kürt halkının iradesini bir kez daha hiçe saydı! Böylece AKP/Erdoğan, temel iki referansını bizzat kendisi çiğneyerek kendini bitirdi. AKP’nin kendini bitirmesinin ve bu azgın, kendi yasalarını bile çiğneyen haksız-hukuksuz saldırının altında bu tükeniş yatmaktadır.

Soruyoruz; AKP’ye oy verince “millet iradesi” oluyor da HDP verilen oylar neden milletin iradesi görülüp saygı duyulmuyor?

Eş başkanları görevden alıp Kayyım atamak, halkın iradesine içişleri bakanı marifetiyle el koymak darbedir. 31 Mart ve 23 Haziran’da Kürt halkı; hem Kürdistan hem de Batı metropollerindeki kararlı ve anahtar tutumuyla, sandıkta Cumhur İttifakının hem yerel iktidarına ciddi darbe vurdu hem de genel iktidardan da gidişin yolunu açtı. İşte AKP ve MHP’yi çıldırtan ve olağanüstü saldırganlaştıran bu gelişmedir.

Cumhur İttifakı siyaseti çıkmaz yol olup halklarımızı uçuruma sürüklemektedir. Freni boşalmış ve doludizgin yokuş aşağı giden tırı durdurmak için; Kürdistan’da kalıcı ulusal ittifakı geliştirerek Türkiye halklarıyla geniş demokrasi cephesi hızla kurulmalıdır.

Halkımız haksız, hukuksuz saldırıya direnerek Mızrak-Türk-Ertan İRADEMİZ diyecektir, demelidir!

Kayyım atamasını ve gözaltıları kınıyoruz!

20.08.2019

Partiya Komunîsta Kurdistan – KKP

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir