Halkımız Mart aya için “mêha şîn û şahîyê ye” der! Yani Mart ayı, yas ve sevinç ayı demek. Gerçekten de öyle Kürdistan halkları için acı ve sevinci böylesine yoğun bir arada taşıyan bir başka ay yok! Örneğin;
Kürt halkının ve genelde bölge halklarının yeniden doğuş günü anlamında olup ulusal bayram olarak kutlanan Newroz Bayramı; Güneyli halkımızın tarihinde önemli bir tarih olarak Otonomi Deklarasyon’unun imzalandığı 11 Mart 1970 ve yine Güneyli halkımızın bir diğer önemli günü olup bugünkü federasyonun kapısını aralayan 5 Mart 1991 ayaklanması… gibi halklarımızın ortak sevinç günleridir.
Ama aynı Mart ayı halkımızın tarihinde; 12 Mart 2004 Qamışlo katliamı (ki bir futbol maçında çıkan/çıkartılan kavgada BAAS rejiminin kenti kana bulayıp 50’yi aşkın insanımızı katlettiği gün); halkımızın asla unutmayacağı 16 Mart Halepçe soykırımı; 31 Mart 1947 Kadı Muhammed ve yoldaşlarının idamı; 21 Mart 1992 Cizre Newroz kutlamalarına kontrgerilla güçlerinin saldırılarıyla yaşanan katliam başta olmak üzere Kuzey’deki Newroz kutlamalarına yapılan saldırılarla gerçekleşen katliamlar… ise halklarımızın yas ve karaya büründükleri günlerdir.
Mart ayı aynı zamanda, 12 Mart Gazi Mahallesi katliamı; 13 Mart üç komünist işçi Seyit, Necati, Ethem’in idam edilmesi; 16 Mart 1981 Halil Uluğ’un işkencede katledilmesi; 16 Mart İstanbul üniversitesi katliamı ve 30 Mart Kızıldere katliamı… gibi halklarımızın ortak yas ve keder günlerinden bazılarıdır.
16 Mart 1988 Halepçe Soykırımı, halkımız var oldukça unutmayacağı kara günüdür. Dahası kapanmayan yarasıdır. Halepçe soykırımı, Irak BAAS rejiminin 180 bin Kürdü katleden Enfal Harekâtının son ve en trajik halkasıdır.
Halepçe soykırımı; aynı zamanda halkımızın bu kara gününde seyirci kalan, tepki bile vermeyen Batı uygarlığı ile 20 Aralık 1988’de yani Halepçe Soykırımından dört gün sonra Katar başkentinde toplanan ama tek kelimeyle Halepçe’den bahsetmeyen İslam İşbirliği Teşkilatının da (yani İslam medeniyetinin de) yüz karasıdır. Bunu asla unutmayacağız.
Arap, Fars, Türk ırkçı milliyetçiliğinin bugün Amed-Kirmanşah-Kerkük-Efrin’de yaptıkları Saddam rejiminin Halepçe’de yaptıklarından farklı değil.
- yıl dönümünde Halepçe’de yaşamını yitirenleri saygıyla anıyoruz, soykırımı lanetliyoruz. Halkımız kendi bağımsız devletine sahip olmadığı müddetçe, Zilan-Dersim-Halepçeler son bulmayacak!
ÖSP; Halepçe soykırımı başta olmak üzere Mart ayında halklarımızın yaşadığı katliamları lanetler ve tüm halkları, dünya kamuoyunu Efrin ile dayanışmaya çağırır.
15.03.2018
Özgürlük ve Sosyalizm Partisi