ÖSP olarak öncelikle bu katliamı lanetliyoruz. Ölenlerin ailelerinin acısını paylaşır, başsağlığı diler ve yaralılar için acil şifalar dileriz.

Reyhanlı katliamını lanetliyoruz!

Reyhanlı ilçesinde kısa aralıklarla bomba yüklü araçların patlatılması büyük can kaybına yol açtı. Açıklamayı yaptığımız şu sırada ölü sayısı 46, yaralı ise 150 civarındaydı.

ÖSP olarak öncelikle bu katliamı lanetliyoruz. Ölenlerin ailelerinin acısını paylaşır, başsağlığı diler ve yaralılar için acil şifalar dileriz.

Reyhanlı saldırısını kim ve neden yaptıysa, hangi istihbarat örgütünün ya da örgütlerinin eseri olursa olsun, bunun ağır bedeli Reyhanlı emekçi halkına ödetildi!

Saldırı kimin işi?

Kim yaptı, neden yaptı? Bu soruların yanıtı hali hazırda kesin olarak belli değil. Rusya ile ABD’nin Suriye konusunda bir “çözüm” konferansı üzerinde uzlaştıklarının basına yansıdığı ve Erdoğan’ın Suriye meselesini merkezine alan görüşme için ABD’ye gitmesi planlanmışken Reyhanlı’da yapılan bu eylemle nasıl bir mesaj verilmiştir? Hali hazırda bu durumu netçe okumak zor!

Ayrıca Başbakan Erdoğan’ın, “çözüm süreci diye ülkemizde yeni bir dönemi başlattık ve bu yeni dönemi hazmedemeyenler, ülkemizdeki bu özgürlük havasının teneffüs edilmesine ne yazık ki olumlu bakamayanlar, bu tür eylemler içerisine girebilir” açıklaması daha çok hedef şaşırtma olarak okunabilir.

Bunların yanı sıra şu da bir ihtimaldir. İçişleri Bakanı Muammer Güler, yıldırım hızıyla Reyhanlı’daki patlamalara ilişkin, “Olayı gerçekleştiren örgüt, bağlantılı olduğu kişiler tespit edildi. Bunların Suriye’deki rejim yanlısı örgütlerle ve oradaki istihbarat örgütleriyle irtibatlı oldukları tespit edildi” dedi. Doğrusu Türk istihbaratı böylesine saatlerle sınırlı bir zaman diliminde hangi örgütün yaptığını belirleyebilir ve yapan örgüt elemanlarını saptayabiliyorsa neden bu eylemi önceden önlemedi? Öyle ya, eliyle koymuş gibi yapan örgüt ve örgüt elamanlarını neredeyse eylem üzerinde belirleyebiliyorsan bombaların patlamasını “neden önlemedin” diye sormazlar mı! Bu çok hızlı tespite açıklık getirilmezse, akıllara olayda Türk istihbaratı parmağı gelir!

Reyhanlı patlamasında eylemi kim yapmış olursa olsun, bunda esas sorumlu AKP hükümetinin izlediği bölge siyasetidir. Hükümet sadece siyaseten doğrudan savaşın bir tarafı olmakla kalmamış, askeri olarak da taraf olmanın ötesinde bir parçası olarak davranmıştır. Davutoğlu, “dışarıdaki kaosun içeri taşınmasına yol açanlardan hesap sorulacaktır” demek yerine izledikleri siyaseti sorgulamalıdır!

Türkiye, başta Kürdistan meselesi ve bölgesel Sünni – Şii eksen kavgası nedeniyle Suriye iç savaşının doğrudan bir unsuru olarak davrandı. Dolaysıyla saldırı, Türk hükümetinin fazlasıyla Suriye’de rejim değişikliğine müdahil olmasının yansımasıdır.

Türk devleti, başta Batı Kürdistan olmak üzere Suriye ve bölge siyasetini gözden geçirmelidir. Komşu ülkelerle savaş değil, barışı esas alan siyaset geliştirmelidir.

12-05-2013

 

Özgürlük ve Sosyalizm Partisi

ÖSP

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir