Özel yetkili mahkeme karar verdi ve Ergenekon davası sonuçlandı. Askerin sivil siyasete özelde de AKP hükümetine müdahalesini mahkûm etti.

Nedeni ne olursa olsun ve hedefinde hangi hükümet olursa olsun elinde silah olanın sivil siyasete müdahalesi kabul edilemez.

Kararı veren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi gerçekten bağımsız mı karar verdi? Hayır!

Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca yargı genel olarak bağımsız olamadı, kararları da rejim ve hükümet siyasetinden bağımsız değildi. Özel yetkili mahkemeler ise asla rejim ya  da hükümetten bağımsız davranmadılar. Çoğunlukla hükümetin birer disiplin kurulu gibi çalıştılar. Tıpkı bugünkü Özel Yetkili Mahkemelerin AKP hükümetinin disiplin kurulu benzeri çalışması gibi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun, “ siyasi otoriteye bağımlı özel yetkili mahkemeler” diyerek İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi kararına, “meşru kararlar değil” demesi iyi. İyi de, aynı Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet tarihi boyunca CHP’nin kurduğu Özel Yetkili mahkemeler ve ağır sonuçları hakkında neden tek kelime söylemiyor?

Kürdistan dosyaları Divana, bir başka divana kaldı!

Özellikle Kürtler, İstiklal Mahkemeleri, Tunceli Kanunu, Genel Müfettişlikler üzerinden Özel Yetkili Mahkemeleri çok iyi tanırlar. Bir subayın, bir valinin tek başına hem savcı hem hâkim yetkilerini kullandığı Özel Yetkili Mahkemeleri ağır bedellerle tanırlar.

Dün Balyoz davası, bugün ise Ergenekon davası, Özel Yetkili Mahkemelerce sürdürülüp sonuçlandırılırken, Kürdistan dosyasına dokunulmadı. Ki yargılananların çoğu Kürdistan’daki  kirli savaşın ve faali meçhullerin sorumluları oldukları halde sadece AKP hükümeti karşıtlığı üzerinden “siyaset kurumuna müdahale etmekten” yargılandılar. Dolaysıyla, Kürdistan’daki dosyaların açılması ve sorumlularının yargılanması davası, Pir Sultan Abdal’ın deyimiyle “divana” bir başka divana kaldı!

Mahkeme kararı ardından, sanık yakınları “faşizme karşı omuz omuza” diye slogan atarlarken ilginç tablo oluşuyordu. AKP hükümeti ve yönlendirdiği yargı faşist de, Kemal Kerinçsizler, Tuncay Özkanlar, Veli Küçükler, Doğu Perinçekler, İbrahim Şahinler, Hurşit Tolonlar, Mustafa Özbekler, Semih Tufan Gülaltaylar… vb yargılananlar ne? Bunlar demokrat mı, bunlar günahsız suçsuz insanlar mı? Hayır!

Türkiye’de Balyoz ve Ergenekon davaları üzerinden yaşananlar, sivil ve askeri gerici, faşist yapıların rejim içi hesaplaşmalarındaki güç dengelerini yansıtıyor. Kürdistanlı ve Türkiyeli komünistler, ilerici, devrimci, demokratlar, bu taraflardan birini diğerine karşı savunmak durumunda olmamalı.

06-08-2013

Sinan Çiftyürek

Özgürlük ve Sosyalizm Partisi Genel Başkanı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir