Diyarbakır 1 Mayıs’ının sönük geçmesinin ana nedenlerinden birisi; son 20 yıldan beri Kürdistan’da sosyalizm karşıtı propagandanın bizzat eski Kürt sosyalist kadrolar tarafından geliştirildiği gerçeğidir.    S. Çiftyürek

DİYARBAKIR 1 MAYIS 2013’ÜN VERDİĞİ MESAJ!

                                                                 S. Çiftyürek

Son yıllarda hemen her yıl 1 Mayıs için “Newroz’un ruhuyla 1 Mayıs’a” denilerek hazırlıklar yapılır.  Bu yılda da sadece Diyarbakır’da değil her yerde gerek BDP gerekse Halkın Demokratik Kongresi bileşenleri aynı şiarla 1 Mayıs’a çağrılar çıkarttılar.

Diyarbakır’da da benzer çağrıların görsel ve sözlü propaganda ile yapıldığını sokak ve meydanlarda gördüm, izledim. BDP’nin araçlı anonslarla propaganda ederek halkı 1 Mayıs’a davet etmesi, billboardlarda yapılan ilanlar, HDK bileşenlerinin afiş ve bildiri propagandası vb ile 1 Mayıs’a geniş katılım için özel çaba harcadılar.

Dahası DTK’nın Viranşehir’de gerçekleştirdiği “Mevsimlik Tarım İşçileri Kurultayı” ardında kurulan “Mevsimlik Tarım İşçileri Girişimi tüm mevsimlik tarım işçilerini 1 Mayıs’a kendi pankartlarıyla katılmaya davet etti.” Tüm bunlarla 2013 1 Mayısı’nın Diyarbakır’da daha kitlesel katılımla gerçekleşeceği beklentisi siyaset kadrosunda oluştu, oluşturuldu.

Fakat beklenen olmadı hatta 2012 1 Mayıs’ına oranla daha düşük katılım oldu. Öyle ki katılım 3 bin kişiyi geçmeyecek kadar zayıftı. 1 Mayıs mitingine BDP, DTK, ESP, EMEP gibi HDK bileşenleri ve ÖSP, Partizan, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, 78’liler Girişimi, KESK Şubeler Platformu, Lezbiyen Gey Biseksüel ve Travesti (Keske sor LGBT), DÜÖ-DER, MEYA-DER, KURDÎ-DER, TUHAD-FED, DİSK, TMMOB, Türk-İş katıldı.  Bunca parti, örgüt, sendika, kurum katılmış olmasına rağmen ancak 3 bine yakın bir katılım gerçekleşti. Onca çaba ve kurumun temsil edilmesine ve Newroz’daki kalabalığa rağmen 1 Mayıs neden böyle cılız katılımla gerçekleşti? Üzerinde düşünülmesi gereken bu sorunun yanıtı üzerinde ilk akla gelen belli başlı nedenler olarak şunları belirteyim:

Birincisi; Kürdistan komünist hareketinin, somutta da Özgürlük ve Sosyalizm Partisi’nin zayıf olmasıdır. Sosyalist hareketin zayıf olduğu gerçeği 1 Mayıs etkinliğinde de kendini çıplak olarak açığa vurmuştur. Geleceğe dönük ve özellikle kapitalist gelişimin hızlanacağı gerçeğini de dikkate alarak çıkaracağımız en önemli ders komünist hareketin güçlendirilmesidir.

İkincisi; son 20 yıldan beri Kuzey Kürdistan’da özellikle de Diyarbakır’da sosyalizm karşıtı propagandanın bizzat eski Kürt sosyalist kadrolar tarafından geliştirildiği gerçeğidir.  ÖSP dışındaki tüm Kürdistanlı parti ve örgütlerin nasıl da “sosyalist, komünist olmadıkları” yarışında oldukları ve hatta önemli bir kesiminin, “Kürtlerin başına ne geldiyse komünistlerden geldi”  şeklindeki propaganda geliştirdiklerini belirtelim. Gerçeği yansıtmayan bu propaganda küresel trenle birlikte ele alındığında etkili olmuştur.

Üçüncüsü; BDP’nin sembolik denilebilecek bir temsille katılmış olmasıdır. “Sendikaların esas katılması gerekir ve sendikalı işçiler de çoğunlukla zaten BDP’li ayrıca BDP adına geniş katılıma gerek yok” denilebilir. Ancak sendika ve sendika dışı katılımın toplam 3 bini ancak bulabileceği gerçeği dikkate alınırsa BDP’ye oy veren emek kitlesinin 1 Mayıs’a tüm çağrılara rağmen sembolik katılımın dışında katılmadığı görülür. En geniş katılım grubu muhtemelen 200-250 kişilik bir kortejle katılan Öcalancı gençlik olmuştur ki onlarda Öcalan lehine attıkları slogan dışında sloganlar atmadılar, atmazlar!

BDP kitlesinin özellikle Diyarbakır başta olmak üzere 1 Mayıs’a sembolik katılması doğaldır çünkü son yirmi yıldan beri bu hareket kendini pratik politikada sosyalizm dışında kurdu, örgütlendi ve propaganda geliştirdi. Bu nedenle tüm çağrılara rağmen kitle 1 Mayıs’a katılmamıştır. Ayrıca bunda 21 Mart Diyarbakır Newroz’unda okunan Öcalan mektubunun yarattığı ideolojik kırılmanın da önemli payı olduğunu belirteyim. Diyarbakır 1 Mayıs’ından çıkarılacak bir diğer önemli ders budur.

Dördüncüsü; oluşan genel kanı Diyarbakır’da BDP ve DTK belirleyiciliğinde hangi kutlama, anma eylemliliği yapılırsa yapılsın “bilinen konuşmalar, propagandalar tekrarlanacak”  kanaatidir. Ki gerçektende başta 1 Mayıs tertip komitesi adına yapılan konuşmalar olmak üzere atılan sloganlar ve taşınan, asılan pankartlar bunu doğruladı. Alanda Öcalan’ın “başlattığı süreç” üzerine konuşmalar ve “Bijî Serok Apo”, “Bê Serok jiyan nabe”, “Agit komutana bin selam” slogan ve pankartları belirttiğim yaygın kanıyı doğrular görüntülerdi. Arada bir tertip komitesi adına “arkadaşlar belirlenen sloganlar dışında slogan atmayalım” denilse ve ÖSP kortejinden “bijî yek gulan, bijî sosyalizm”, “bijî yek gûlan azadîya Kürdistan” sloganları atılsa da mitinge hakim sloganlar, başta Öcalancı gençlik olmak üzere Öcalan ve “çözüm süreci” lehine attığı sloganlar olmuştur.

Sonuç; Diyarbakır 1 Mayıs 2013 pratiğinden hareketle belirlenecek en önemli yönelim, Kürdistan komünist hareketinin başta Diyarbakır merkezi olmak üzere Kürdistan’daki örgütlenme ve politik mücadeleyi güçlendirmesidir. 02-05-2013

canbegyekbun@hotmail.com

 Diyarbakır 1 Mayıs 2013 görüntüleri



 

Antep 1 Mayıs 2013 görüntüleri…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir