İnsanlık, halklar; Çin’in Wuhan kentinde görülen ve hızla yayılan Koronavirüs adıyla yeni küresel tehditle yüz yüze. Çin, Singapur, Hong Kong, Taylan virüsü kontrol altına alırken; başta AB olmak üzere küresel olarak Korona tehdidi ağırlaşıyor.

İnsanlık, halklar; Çin’in Wuhan kentinde görülen ve hızla yayılan Koronavirüs adıyla yeni küresel tehditle yüz yüze. Çin, Singapur, Hong Kong, Taylan virüsü kontrol altına alırken; başta AB olmak üzere küresel olarak Korona tehdidi ağırlaşıyor.

Nasıl ve ne zaman tümüyle kontrol altına alınacağı belli olmayan Koronavirüs salgını; kürenin ekonomik, siyasi ve sosyal dengelerinde ciddi değişikliklere yol açacak. Küresel olarak, Doğu-Batı güç dengeleri yeniden şekillenecek. Bunun ilk işareti, Koronavirüs salgınını çok ağır yaşayan İtalya; AB’den talep ettiği yardımın karşılıksız kalması ve AB yerine Çin’in, yardımına koşmasında görüldü. Öyle ki ülkesinde virüsü kontrol altına alan Çin’in İspanya-İran-Irak-Japonya-G. Kore’ye deneyli ekipmanıyla yardım göndermesi değişecek ekonomik-siyasi sonuçların bir yönüne ışık tutuyor! Bu krizden, Çin’in yumuşak güç olarak  güçlenerek, AB’nin ise tersine zayıflayarak çıkma ihtimali yüksek. Kısacası başta Rusya ve ABD’de olmak üzere siyasi, ekonomik dengeler yeniden şekillenecek.

Krizi başta gerekli ciddiyet ve sorumlulukla ele almayan AKP iktidarı izlediği politikalarla; Türkiye’yi, Koronavirüsün ağır sonuçlarına maruz bırakma tehlikesi her geçen gün büyüyor. Zaten ciddi bir ekonomik kriz yaşayan Türk ekonomisinin daha da kötüleşmesinin faturasını izlediği politikalar yerine “Koronavirüste arayın” demenin işaretlerini de veriyor.

Açıklanan 100 milyar TL (15 milyar dolar) “Ekonomik İstikrar Kalkanı” paketi 82 milyonluk ülkede bir derde deva olmayacak kadar çok küçük bir “kalkan”!

Ayrıca bu sınırlı “Ekonomik İstikrar” paketinin dağıtımına bakıldığında AKP iktidarı;

“500 bin liranın altındaki konutlarda kredilendirilebilir miktarını yüzde 80’den yüzde 90’a çıkartacak, asgari peşinatı yüzde 10’a düşüreceğiz”… “Ekonomi yönetimimiz ve ilgili kurumlarımız tüm iş dünyasının taleplerini, öngörülerini toplayarak hazırlıklarını yaptı”… İhracatçıya “geçici yavaşlama sürecinde kapasite kullanım oranlarının korunması amacıyla stok finansmanı desteği” sağlanacak… derken kimden yana ne için “Ekonomik İstikrar Kalkanı” paketi hazırladığı netçe görülür. Özeti işverene destek, işçi ve yoksula öğüt!

“Kalkan” paketiyle, müteahhitlerin ve TOKİ’nin konut stoklarının eritilmesini bu koşullarda düşünmek ancak tacir-tüccar AKP’ye özgü olabilir. Sanayicinin, ihracatçının, ithalatçının, turizmcinin(!) yani “tüm iş dünyasının taleplerini, öngörülerini toplayarak” ekonomik paket hazırlarken, işçinin, işsizin, küçük esnaf ve çiftçi kurumlarının görüşlerini almak bir yana adları bile geçmez “kalkan” paketinde.

İşverenlere somut destek beyan edilirken, işçiye “Asgari ücret desteğini devam ettireceğiz” gibi belirsizlik vaadedilir! Pakette ücretlilerden yana tek olumlu adım, “En düşük emekli maaşını 1.500 liraya yükseltiyoruz” açıklamasıdır ki bu adım da hem yetersizdir hem ayrıca seçim ayarlı görünüyor.

Bunlardan hareketle Kürdistan Komünist Partisi olarak;

I – Öncelikle Koronavirüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin ailelerine sabır ve başsağlığı dileriz. Dünya halklarının başı sağ olsun. Hastaların tedavisinde yaşamlarını tehlikeye atarak görev yapan tüm sağlık emekçilerine teşekkür eder başarılar diliyoruz.

II – Önce Avusturalya kıtasını yok etmekle tehdit eden yangınla, hemen ardından Koronavirüs ile doğa, insana bir kez daha kırmızı kart gösterdi. Bu iki büyük doğa felaketi; genelde insanlığa ve esas bencil sınıf çıkarlarının esiri davranarak doğa ve çevreye düşmanca saldıran, eline geçirdiği teknolojik üstünlükle “Küreyi deler, dağları yarar, nehirlerin akışını değiştiririm” böbürlenmesiyle her şeyi yapacağını sanan burjuvaziye gücünün sınırlarını ağır bedellerle gösteriyor. İnsanlığı, yaşananlardan ders çıkararak ve Doğanın organik bir parçası olduğunu unutmadan, Doğa ve çevreye barışçıl, saygılı davranmaya çağırıyoruz.

III – Küremizin de sınırlı kaynakları olduğunu; bu sınırlı kaynakların çoktandır piyasa (kâr) için sınırsız meta üretimini kaldıramadığını yükselen ateşi sonucu son yıllarda sıkça mega tepkilerle ortaya koyduğunu; kâr amaçlı meta üretimi yerine insanlığın yaşamsal ihtiyaçlarının üretimini esas alan planlı sosyalist ekonominin tek çıkış yolu olarak kendini dayattığını; başta işçi sınıfı ve işsizler olmak üzere toplumun %1’nin dışında kalan %99’unu bu amaçla mücadeleye çağırır.

IV- Irkçı-Neonazi grupların; başta İtalya-Almanya-Fransa olmak üzere, Koronavirüs salgınıyla ağırlaşan can kayıplarının toplumda yaratacağı öfkeyi, göçmen ve yabancı düşmanlığına dönüştürmemeleri için iktidarları tedbir almaya ve demokrat-devrimci-sosyalist dinamikleri barikat kurmaya çağırır!

V – Gerek ağır can kayıplarına gerekse ekonomik, sosyal sonuçlarına karşı; toplumu, halkları, kent, köy, mahalle ve site yaşayanlarını her konuda dayanışma içerisinde olmaya çağırır.

VI – “Ya hep birlikte batacağız, ya hep birlikte kurtulacağız” nutuklarıyla işverenlere muslukları açarken, işçinin, küçük üreticinin ağır krizle yüz yüze bırakıldığı durumda, “işçi-işveren el ele milli mutabakata” çağrılarını reddediyoruz. Unutmayalım ki, fabrikayı kapatıp işçileri sokağa atan işverenin birikimi torunlarına yeterken, işçi işsiz kaldığı gün açtır!

VII – AKP iktidarının “terör suçları hariç” deyip uyuşturucu baronlarını-tacizciyi-katil ve sübyancıyı… dışarı salıp; gazeteci-yazar-düşünce-siyasi tutukluları içeride tutacak yasa hazırlığı yapmakta. “MHP ile temasa geçildi” beyanı bunu güçlendiriyor. Böyle bir infaz kanun teklifi sorunları daha da ağırlaştıracağını belirtir, başta yaşlı-hasta-düşünce-siyasi tutuklular olmak üzere şartsız bir genel affın çıkarılmasını, atılması gereken acil adımlardan biri olarak görür.

20.03.2020

Kürdistan Komünist Partisi – KKP

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir