Halkımız bıçak sırtı bir süreçten geçiyor. Bir yandan yüzyılı aşkın ve onlarca sürgün, katliam, soykırım pahasına elde edilen kazanımları büyütmenin yani Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (KBY) bağımsızlık, Özerk Rojava’nın (ÖR) ise resmi statü elde etme yolunda ilerlemesinin tarihi eşiğindeyiz. Diğer yandan başta KBY ile ÖR olmak üzere halkımızın son 30 yıllık kazanımlarının elden çıkması tehlikeyle yüz yüze gelme durumu var!

Halkımız bıçak sırtı bir süreçten geçiyor. Bir yandan yüzyılı aşkın ve onlarca sürgün, katliam, soykırım pahasına elde edilen kazanımları büyütmenin yani Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (KBY) bağımsızlık, Özerk Rojava’nın (ÖR) ise resmi statü elde etme yolunda ilerlemesinin tarihi eşiğindeyiz. Diğer yandan başta KBY ile ÖR olmak üzere halkımızın son 30 yıllık kazanımlarının elden çıkması tehlikeyle yüz yüze gelme durumu var!

Altını çiziyoruz, Ulusal Özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinde Kürtler arası yaşanacak iç savaşın kazananı dün olduğu gibi bugün de olmayacak. Bunun altında bir bütün olarak Kürt siyasetinin kalacağı açıktır.

Adım adım yüzleştiğimiz daha doğrusu sömürgeci rejimlerin Kürt siyasetini yüzleştirdiği büyük tehlike şudur;

Dün İran Koordinasyonuyla sömürgeci devletler 16 Ekim 2017 saldırısında; Kerkük, Xaneqin başta olmak üzere Federal Kürdistan Bölgesi’nin %40’ının Irak rejiminin (İran’ın) eline geçmesinde, Kürt siyasetindeki iç çelişkilerin açtığı yoldan ilerlemişlerdi. Bugün ise Türkiye koordinasyonunda sömürgeci devletler, Zaho, Duhok, Hewler üzerinden bir bütün olarak KBY’nin kendisini hedef alırken yine Kürt siyasetindeki iç çelişki ve sorunların açtığı yoldan ilerliyorlar. Özetle dün İran bugün Türkiye öncülüğünde sömürgeci rejimler Kürt partilerini çatışmaya iten politikalar izliyorlar. Kürt siyasetindeki kimi gerilim ya da ısınmış noktaların alev alması için her araç kullanılarak benzin döküyorlar.

KKP olarak çağrımız şudur; öncelikle amasız fakatsız ulusal özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi sürecinde Kürtler arası iç savaşa hayır diyelim! Hep birlikte Birakujîyî tarihe gömelim. Burada Sayın Mesut Barzani’nin, “Tarih şahitlik etmektedir ki, Kürtler arası savaşı biz haram kıldık ve bununla gurur duyuyoruz. Çünkü Kürdistan halkı ve tüm taraflar savaş ve ittifaksızlıktan büyük zararlar gördü” açıklamasına sahip çıkılıp derinleştirilmeli.

Eğer, onca sürgün, katliam, soykırım pahasına elde edilen kazanımları korumak istiyorsak…

Eğer, bağımsız ya da Özerk Kürdistan’ı kurma hedefinde kararlı isek…

Eğer, KBY ile ÖR’da Kürt halkını destekleyen dostlarını kalıcılaştırıp genişletmek istiyorsak…

Önce bu kritik tarihi eşikte; kimin ne kadar haklı haksız olduğunu tartışmak yerine tarafları bırakujiye sürükleme potansiyeli taşıyan sorunların öne çıkmasını engellenmeye, Birakuji riskini ortadan kaldırmaya odaklanmalıyız! Şimdi ona buna laf, söz yetiştirme zamanı değil! Engellenemezse sadece çatışacak taraflar için değil Kürt halkının 30 yıllık kazanımları için felaket olur! Bağımsızlık ya da federasyon belirsiz bir başka bahara kalır. Sömürgeciler amaçlarına ulaşır! Kürt müttefikleri hayal kırıklığına uğrar!

Taraflar arasında gerilimin düşürülüp sorunları diyalogla çözme kapısının açılmasında Şengal meselesinin çözümü önemlidir.

Şengal Dağı ve Êzîdîxan’ı; bugün Kürdistan parçaları ve siyaseti arasında uzlaşma, buluşma, barış köprüsü haline getirmenin tarihi önem taşıdığı inancındayız. Şengal (Êzîdîxan) meselesinin çözümümde;

*Şengal Kürdistan toprağıdır. Parçalanmış Kürdistan gerçekliğinde ise KBY’nin bir kenti olup idari, siyasi, askeri yönetim ve denetimi tanınmalıdır.

*Prensip olarak Kürt siyasal partileri, meseleyi kendi iç meselesi olarak görüp çözüm aramalı. Kimi zorunlu ve geçici ilişkilenmeler hariç Kürt partileri Şengal meselesini Irak rejimi yerine aralarında çözmeyi hedeflemeli.

*Şengal’de iç güvenlik (asayiş) belirlenirken, YBŞ dahil Êzîdî halkımızın kendi içerisindeki güçlerce oluşturulmalıdır.

*Şengal halkının sivil demokratik iradesini kim temsil ediyor? Bu sorunun yanıtı ilk seçimlerde Êzîdîxan halkının özgür iradesiyle belirlenir ve herkes bu iradeye saygı duyar.

KKP olarak, ulusal demokratik güçlerimizin; bu tarihi ve kritik sürecin bilinciyle hareket edecekleri, sömürgeci devletlerin oyunlarını boşa çıkarmak için hep birlikte ortak akılla ve demokratik değerlerle üstesinden gelecekleri umuduyla herkesi görev ve sorumluluğa çağırıyoruz. 04. 11. 2020

Kürdistan Komünist Partisi – KKP

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir