Cumhur ve Millet İttifakıyla genelde Türk siyasetine de çağrımız; “Kürtsüz, HDP’siz seçimi kazanamam” gerçeğiyle yüzleşip Kürtlerden destek istiyorsanız, Kürt siyasetiyle, HDP ile açık ittifak ve birlikte Kürt meselesinin çözümüne ilişkin tutumunuzu açıklayın!

İptal edilen ve 23 Haziran’da tekrar yapılacak olan İstanbul yerel seçimlerine, yereli aşarak geleceğin siyasal iktidarını belirleyecek bir misyon yüklendi. Yani Cumhur İttifakı kazanırsa AKP iktidarı yoluna devam edecek, yok eğer CHP adayı tekrar kazanırsa erken seçimin gündeme geleceği kuvvetle ihtimal.

YSK, 31 Mart İstanbul seçimini iptal ederek seçilmiş başkanın mazbatasını elinden almakla halkların iradesini gasp etti. Siyasi iktidar, YSK’nın tartışmalı çoğunluğu eliyle tam anlamıyla hukuk darbesi yaptı. Böylece tuz kokmaya başladı! Çünkü en yüksek ikinci yargı kurumu olan YSK’nın özellikle yedeklerin de oylamaya dahil edilmesiyle sağladığı çoğunluk kararıyla İstanbul seçimini iptal etmesi YSK’ya olan güveni ciddi sarsmıştır.

İstanbul seçimlerinin iptal edilmesiyle; hukukun çiğnendiği, hukuk darbesi yapıldığı, halkların iradesinin gasp edildiği doğrudur ve güçlü demokratik tepki vermeyi özellikle sandıkta hak ediyor. Ancak unutmayalım ki İstanbul’da yapılanlar, Kürdistan’da yapılanlar ile kıyaslandığında devede kulak kalır. Yani diyor ve öneriyoruz ki İstanbul’a tepki veren herkes, biraz da yüzünü Kürdistan’da yapılanlara çevirmelidir.

Kürdistan’da önce yüze yakın belediyeye atanmış Kayyumlara; sonra devlet partisi eliyle 31 Mart’ta başta sınır kentleri olmak üzere seçim örtüsü altında birçok kent ve ilçenin zorla el değiştirilmesine; tüm baskılara rağmen kazanılan belediyelere bu kez “KHK’lıdır adı altında seçilmiş Eşbaşkanlara mazbatalarının verilmemesine; ve kayyumların izlediği talan-yağma sonucu bıraktıkları inanılmaz borç yüküyle başta Mardin-Diyarbakır-Van olmak üzere seçilmiş yönetimlerin halka hizmet veremez duruma bilinçli düşürülmüş olmalarına bakmalıdırlar.

Çarpıcı örnek, başta Diyarbakır Bağlar İlçesi’nde olmak üzere birçok kazanılmış ilçe belediyesinde açıkça halkın iradesine Kayyum siyasetiyle el konulmuştur. Eğer Seçim Kurulu, Diyarbakır Bağlar ilçesinde %70 oy alan HDP adayı için “KHK’lıdır” diyerek yerine %25 oy alan AKP adayını Kayyum olarak atadığında, başta İstanbul’da tüm demokrasi güçleri demokratik tepki verseydi, YSK İstanbul seçimlerini iptal etmeyi göze alamazdı!

Daha özgün olarak, 23 Haziran İstanbul yerel seçimlerinde tutum alırken ve sandıkta oy kullanırken;

I – 23 Haziran İstanbul yerel seçiminde halklarımız, özelde Kürt halkı; AKP’nin özellikle son yıllarda Kürt siyaset kadrosunun siyasi tasfiyesi, atanmış ve atanan kayyumlar politikası, temel hak ve özgürlüklerin polis devletini andıran adımlarla baskılanması… başta olmak üzere yaptıklarını unutmadan oyunu kullanmalıdır.

İster dikta ya da tek adam rejimi denilsin ister Doğu despotizminin İslami versiyonu denilsin, 23 Haziran İstanbul yerel seçimlerinde; AKP-MHP’nin oluşturduğu ve “mezara kadar sürecek” dedikleri Cumhur İttifakına karşı, devrimci, sosyalist, demokrat ve burjuva demokrasisi güçlerinin en geniş demokrasi ittifakına dönüşme yolunda ilerliyor. Bu eğilim desteklenmelidir.

II – Belirtilen eğilim desteklenirken, Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) şahsında sermaye güçlerini asla demokrasi dinamiği görme yanlışına düşülmeden yapılmalıdır. Sermaye, büyük sermaye günümüzde demokrasi dinamiği olamaz, Erdoğan ile aralarında yaşanan kimi tartışmalar bu gerçeği değiştirmez. Sermaye ile AKP yöneticileri arasındaki söz düellolarında işçi, emekçiler lehine demokrasi dinamiği çıkmaz.

III – 23 Haziran’da Cumhur İttifakına karşı devrimci, demokrat seçenek hedeflenirken yine asla CHP’ye umut bağlanamaz, bağlanmamalıdır. Halen en katı tekçi, ırkçı şoven milliyetçi devlet geleneğinin temsilcisi olmakla övünen CHP, hem Kürt, Kürdistan meselesinde hem genel temel hak ve özgürlükler alanının genişletilmesinde alternatif olarak halklara, işçi emekçilere sunulamaz.   

IV – Bütün bunların ışığında Kürt siyaseti; halkımızın sosyal kanserine dönüşen asimilasyona karşı acilen anadilde eğitim-öğretimin hayata geçirilmesi; haksız-hukuksuz tutuklanan eşbaşkanların, belediye başkanlarının, vekiller ve önemlisi genel siyaset kadrosunun serbest bırakılması; “KHK’lıdır” gerekçesiyle el konulan belediyelerin geri iadesi….gibi talep ve hedeflerini ortaya koyarak Türk siyasetini bu taleplere ilişkin tutum  açıklamaya çağrılmalı. Halkımızı 23 Haziranda ; bu talep ve hedeflerin yanı sıra iki yakadan en geniş demokrasi ittifakının yaratılmasını gözeterek oyunu kullanmaya çağırıyoruz.

Cumhur ve Millet İttifakıyla genelde Türk siyasetine de çağrımız; “Kürtsüz, HDP’siz seçimi kazanamam” gerçeğiyle yüzleşip Kürtlerden destek istiyorsanız, Kürt siyasetiyle, HDP ile açık ittifak ve birlikte Kürt meselesinin çözümüne ilişkin tutumunuzu açıklayın!

20. 05. 2019

Kürdistan Komünist Partisi

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir