16 Eylül’de İran ahlak polisi tarafından işkence ile öldürülen Mahsa Amini’yi saygıyla anıyoruz, ailesine ve halkımıza başsağlığı diliyoruz. İran rejimini şiddetle kınıyor, Kürt ve diğer halkların direnişlerini selamlıyoruz.

Basına ve Kamuoyuna….

KKP Parti Meclisi’nin 18 Eylül 2022 toplantı sonuçları.

KKP Parti Meclisi açılış konuşmasının ardından belirlenmiş gündem üzerinde toplantısını sonuçlandırdı. Buna göre;

Öncelikle 16 Eylül’de İran ahlak polisi tarafından işkence ile öldürülen Mahsa Amini’yi saygıyla anıyoruz, ailesine ve halkımıza başsağlığı diliyoruz. İran rejimini şiddetle kınıyor, Kürt ve diğer halkların direnişlerini selamlıyoruz.

KKP heyetinin de yer aldığı Orman katliamına karşı Cudi Yürüyüşünü, jandarma ve polisin Cizre çıkışında kitlenin önünü kesip basın açıklamasına bile tahammül etmeyip biber gazı ve TOMA ile saldırmasını kınıyoruz.

Doğu Kürdistan’da daha önce ikiye bölünen PDK-İ’nin tekrar birleşmesini kutluyor ve başarılar diliyoruz.

Başarılı kır etkinliği dolayısıyla Antep KKP İl örgütünü, Berlin ve sonra daha kapsamlı olarak Paris etkinlikleri nedeniyle KKP Almanya ve Fransa örgütlerini kutluyor ve başarılarının devamını diliyoruz.

Parti Meclisi’nin (PM) siyasi sürece ilişkin tespit ve çağrıları;

I – Kürt kadını Jina Emînî’nin İran ahlak polisi tarafından katledilmesinin ardından Kürdistan ve İran kentlerinde halkların rejim karşıtı protestoları güçlenerek devam ediyor. On yıllara varan halkların ulusal özgürlük ve demokrasi mücadelesinin birikimi Mahsa Amini’nin öldürülmesi üzerine sokak ve meydanlarda adeta patladı. Ahlak polisi rejiminin can alan ağır saldırılarına rağmen kadın ve gençler öncülüğündeki ayaklanmada halklar geri adım atmıyor, direniş devam ediyor. Ayaklanmayı selamlıyoruz! Dünya işçi emekçi halklarını ayaklanmaya daha güçlü destek vermeye çağırıyoruz. Dün Şah’ın 60 bin kişilik istihbarat örgütü SAVAK ve Ordu’suna dayanan rejimi halkların ve kadınların başkaldırısı sonucu nasıl yıkıldıysa, aynı halklar dinamiğinin ve yine kadınların er-geç Mollaların ahlak polisine dayalı rejimlerini de yıkacaklarına inanıyoruz.

PM; Doğu Kürdistan ulusal özgürlük mücadelesinin İran halklarının demokrasi mücadelesiyle dayanışma içinde gelişmesi ortak düşman İran polis rejimine karşı ikisine de büyük fırsatlar yarattığının altını çizer. Bununla birlikte Kürt siyasetini, Peşawa Qazî Mihemed’in uyarısını unutmadan ulusal birliği örmeye çağırır. Doğu Kürdistan ulusal bağımsızlık mücadelesinde; komünist, siyasal İslam, milliyetçi, liberal, muhafazakar siyasetin iç farklılıklarıyla Kürdistani çizgi üzerinde buluşması başarının ilk anahtarı olacaktır.

II – Savaşa karşı halkların barışı kazanacak

Merkezinde Kürdistan’ın bulunduğu coğrafyada on yıllardır süren savaş; son yıllarda Rusya-Ukrayna savaşı, aralıklarla devam eden Azerbaycan-Ermenistan savaşı ve Yunanistan-Türkiye gerilimi ile ağırlaşıyor. Özellikle Rus-Ukrayna savaşı her iki ülkeyi aşan ve başta AB’de olmak üzere küresel olarak enerji ve gıda krizini ağırlaştırıyor. Ağırlaşan savaşa karşı barış mücadelesi daha fazla önem kazanıyor.

Rusya ile Ukrayna savaşı başından beri NATO ile Rusya arasında savaşa dönüştü. ABD öncülüğündeki Batının blok halinde, Ukrayna’yı NATO üyeliğine zorlamaları ve Rusya’ya karşı Ukrayna’nın yanında savaşa dolaylı katılmaları savaşı ağırlaştıran etkenlerin başında geliyor. Batının bu blok halinde tutumu “Asya, Asyalıların” şiarıyla Asya’nın belli başlı devletlerini Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) saflarında birleştirdi. ŞİÖ “diyalog ortağı” Türkiye ise NATO-ŞİÖ arasında iki arada bir derede sıkışmış durumda.

Bu tespitlerden hareketle Parti Meclisimiz;

Ukrayna’da Zelensky hükümetinin ABD teşvikiyle NATO’ya üye olma ısrarını yanlış bulur ve vazgeçmeye çağırı. Rusya’nın Ukrayna işgalini reddeder. Dört Ukrayna kentini “referandum” ile kendine bağlamayı işgali kalıcılaştırma olarak görür ve reddeder. Çözümün Ukrayna’nın, AB ile Rusya arasında barış ve uzlaşı köprüsü olmasından geçtiğinin altını çizer. 

Savaş koşulları, beraberinde barış uğruna mücadeleyi yani faşist, despotik rejimlere karşı direnişin örgütlenmesini öne çıkarıyor.  “Savaşların kazananı yok” şiarıyla barış uğruna mücadeleyi büyütelim.

III – Parti Meclisimiz; Kürdistan Bölgesi Yönetimi ile Özerk Rojava kazanımlarının bıçak sırtında olduğu; Irak’ta yaşanan siyasal krizden Kürdistan hükümetinin yararlanabilmesinin mümkün olduğunu ve bunun yolunun başta Peşmerge güçleri olmak üzere ulusal birliği yaratmaktan geçtiğini belirtir. Dört bir yandan kuşatma altındaki Özerk Rojava’nın, bu kuşatmayı yarmanın üç esas koşula bağlı olduğunun altını çizer. Öncelikle kendi iç ulusal birliğini örmek, ikinci adım Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile ortak savunma hattı kurmak ve üçüncüsü, dünya halklarının dayanışmasını büyütmek.

Meclisimiz; dört parçada ve diasporada halkımızı, federal statüye sahip iki Kürdistan parçasının kazanımlarını koruyup geliştirme mücadelesini sahiplenmeye çağırır.

IV – Parti Meclisimiz; Cumhur İttifakı’nın, Kürt meselesinde içeride ret ve inkar siyasetini ağır baskılar eşliğinde sürdürdüğünü, sınır ötesinde ise Kürt kazanımlarına işgal dahil her türlü aracı kullanarak statü sahibi iki Kürdistan parçasının tasfiyesini hedeflediğini; bu yönelimin Erdoğan’ın seçim stratejisinin içeride ve dışarıda saldırı üzerine kurulu olmasıyla daha da ağırlaştığını; Millet İttifakı’nın ise Kürt meselesinde kaçak dövüşü sürdürdüğünü belirtir. Kürt siyasal partilerini, Kürt meselesinde sistem partilerinin çoğunlukla halefin selefi arattığını unutmadan kendi bağımsız mücadele hattını güçlendirmeye çağırır.

Kuzey Kürdistan’da ağır asimilasyon ve entegrasyon altındaki halkımızın, nefes alabilmesi için siyasal partilerin; anadilde eğitim, anayasada Kürt halkının varlığının tanınması ve Kürdistan adıyla partilerin kurulması önündeki engellerin kaldırılması gibi acil ulusal talepler etrafında ortak hareket etmelerinin önemini belirtir ve ortak mücadele etme çağrısında bulunur. Kürdistani İttifak Çalışması’nın kalıcı ulusal ittifaka evirilmesinin önemli olduğunu belirtir ve dışındaki Kürt parti ve örgütlerle kalıcı ittifak için çaba harcamaya çağırır. Buna giden yolda en azından acil ulusal demokratik talepler etrafında iş ve eylem birliğine yönelmeleri gerektiğini belirtir.

Kürt ulusal demokratik hareketi kendi ulusal ittifakını örebildiği oranda, Türkiye devrimci demokratik güçlerle geniş demokrasi cephesinde buluşabilir. Buluşmalıdır. Ulusal özgürlük ve demokrasi mücadelesinde, yüz yıllık deneyim kanıtlamıştır ki Diyarbakır özgürleşmeden, Ankara’da demokrasi gelişemez. Bu tarihi tecrübeye dayanarak herkesi sorumlu davranmaya çağırır.

Tek adam rejimi halklara ve siyasete nefes aldırmıyor. Temel hak ve özgürlükleri, polis devleti uygulamalarıyla yok etmeye çalıştığı, yargılama süreçlerinde ve cezaevlerinde kendi yasalarını bile hiçe saydığını; kadın cinayetlerinin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmanın ardından tırmandığı; hukuk, eğitim, basın, sağlık, sanat, yerel yönetim her alanda çöküşün derinleştiği; etnik ve inanç alanında “tek millet-devlet-vatan-dil-bayrak” tekçi siyasetin ağırlaştırıldığını belirtti. Ve tek adam rejiminden gelen bu ağır saldırılar karşısında halkların özgürlük ve demokrasi mücadelesinde kararlı davrandığının altını çizer, mücadeleyi büyütmeye çağırır.

V – Ekonomik kriz ve sosyal sonuçlarının yarattığı büyük öfke, iktidarın izlediği baskıcı, ırkçı, tekçi politikalarla birlikte sokaklar, kahve ve iş yerlerinde işçiler, işsizler yüksek sesle “yeter artık geçinemiyoruz” diye haykırdıkları süreçten geçiyoruz. İşçi sınıfını özellikle asgari ücretlilerin enflasyon-zam baskısı altında yaşamlarını sürdüremediklerini; asgari yaşam giderlerini karşılamakta zorlandıklarını; işyeri ve fabrikalarda artan işçi eylemlerini işverenlerin polis gücüyle sindirmeyi hedefledikleri; küçük tarım üreticilerinin %300’leri bulan zamlı girdiler altında ezildikleri, üretmek yerine tarlayı boş bırakmayı seçtiklerini belirtti.

Bu ağır sosyal koşullarda süren işçi sınıfının direnişi selamlar ve örgütlü mücadeleyi büyütmeye çağırır. İşçiler, örgütlü güç ve direniş karşısında hiç kimsenin duramayacağını kendi deneyimleriyle biliyorlar.

Meclisimiz, kriz koşullarında artan işçi intiharlarına da dikkat çekerek şu çağrıda bulundu; intihar, sermayeye ve siyasi iktidarlarına karşı “isyan” veya “çığlık” değil içe doğru çöküştür. İntihar değil örgütlü mücadeleyi büyütelim!

Sosyal kanser işsizliğe ilişkin ise Meclisimiz; işsizliğe kesin çözüm bellidir ve Kürdistan Komünist Partisi yıllardır bunun propagandasını yapıyor! Ücretler düşürülmeden iş saatleri düşürülsün. Yani İŞ, İŞ, İŞ ALTI SAATLİK İŞ HERKESE İŞ! Zaten birçok ülke bugün işsizliğe çözüm olarak iş saati veya günlerini azaltma arayışında!

23.09.2022

Kürdistan Komünist Partisi – KKP

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir