Öncelikle başta Kerkük “tartışmalı bölgeler” denilen Kürdistan kentlerinin İran planlamasında diğer sömürgeci güçlerin desteği ve de iç ihanetin de katkısıyla Irak’a teslim edilmesinin yıl dönümünde; sömürgeci rejimleri ve elbette iç siyasal ihaneti lanetliyoruz. İran’ın kurduğu oyunla kentlerimiz el değiştirdi ama Kürdistani kimlik ve mücadele ruhları değişmedi.

Sömürgecilerin hedef ve amaçları aynı!

Öncelikle başta Kerkük “tartışmalı bölgeler” denilen Kürdistan kentlerinin İran planlamasında diğer sömürgeci güçlerin desteği ve de iç ihanetin de katkısıyla Irak’a teslim edilmesinin yıl dönümünde; sömürgeci rejimleri ve elbette iç siyasal ihaneti lanetliyoruz. İran’ın kurduğu oyunla kentlerimiz el değiştirdi ama Kürdistani kimlik ve mücadele ruhları değişmedi.

Bugün Güney Kürdistan’daki tüm siyasal partilerimizin, 2020 Mayıs seçimlerinde tek Kürdistani liste ile bu “tartışmalı” kentlerimizde seçime katılma kararını almış olmaları, inanıyoruz ki başta İran, sömürgeci rejimlerin plan ve oyunlarına, bağımsızlık mücadelesi yolunda indirilmiş bir darbe olacak. Çünkü Güney Kürdistan’da bağımsızlık mücadelesi devam ediyor, zaman-mekan ve koşulları kolluyor.

Dün Kerkük’e yapılan bugün Türkiye planlayıcılığında bu kez, Rojava Kürdistanı’a yapılıyor. Türkiye sadece Kandil, Gri Spî, Efrin’i hedeflemiyor! Hedefinde Kandil-Musul-Şengal-Qamışlo-Kobanî-Halep-İdlib-Lazkiye’yi birbirine bağlayan M-4 karayolu var. Yani son Osmanlı bakiyesi alanlarından biri olan Rojava ve Güney Kürdistan’ın kalıcı ilhakı var. Bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Benim ordumu işgal gücü olarak gösteremezsin” dediği konuşmasının devamında, “İnşallah Barış Pınarı Harekâtı ile Rabbimin bize fethi lütfedeceğine inanıyorum. İnşallah en kısa zamanda bu fetih müyesser olur” diyerek kalıcı işgal olarak fethetme hedefini duyurur. Türk hükümetinin pratiği de budur! Yetkililerin beyanları da bu yöndedir!

Güney ve Rojava Kürdistan’ının; Ortadoğu’da; farklı etnik kimlik ve inançlara ve demokrasi özgürlük meselesine yeni referanslarla tarih sahnesine çıkmaya başlaması, başta İran ve Türkiye olmak üzere sömürgeci rejimlerde büyük tedirginlik yaratmıştır.

Çünkü halklar ve inançlar hapishanesi olan ve demokrasi ile özgürlükler ya hiç olmayan ya da polis kıskacı altında tutulan sömürgeci rejimlerin aksine; Güney ve Rojava siyaseti; Kürdistan’ı, şimdiden halklar ve inançlar bahçesi yapmada pratik adımlarla yol alıyorlardı.

Saldırı ve işgal buna duyulan korkudandır. Ancak korkunun acele faydası yok. İşgal ve ilhak harekâtları sürdürülemez, halkımızın ulusal özgürlük ve bağımsızlık mücadelesince er ya da geç etkisiz kılınacak.

Gün, Kerkük’ün özgürlük ve bağımsızlık ruhuna sahip çıkma günüdür.

Rojava Kürdistanı ile dayanışma günüdür.

Gün ulusal ittifak yolunda adım atma günüdür. 16-10-2019

PARTIYA KOMUNÎST A KURDISTAN

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir