Ekim devrimi yolumuzu aydınlatıyor!

1917 yılının Ekim aylarında, tarihte ikinci kez işçi sınıfı öncülüğünde ezilen sınıflar iktidara geliyordu. “Uyuyan esirler dünyası’’ derin uykudan uyanıp “iş, ekmek, özgürlük ve barış’’ taleplerini kendi öz organları ve meclisleri olan Sovyetler aracılığıyla, yüksek sesle, grevler ve sokak eylemlilikleriyle haykırıyordu.

1871 Paris Komünü 72 gün sürmüş ve sonrasında Prusya ile Fransa burjuvazisinin saldırısıyla yenilgiye uğratılmıştı. Ancak sınıf mücadelesinde zaferden öğrenmek olduğu gibi yenilgiden de öğrenmek vardı. Komün’ün deneyimlerini not eden Bolşevikler; 1. Emperyalist Paylaşım Savaşı’nın içerisinde bir başka savaşı ortaya attı: Sınıf Savaşı!

Çarlık iktidarı, savaş devam etmekteyken 1917 Şubat’ında yıkıldı ve yerine burjuva geçici hükümeti olan Kerensky hükümeti geldi. Ancak bu kısa ömürlü olmaya mahkum hükümet kitlelerin hiçbir isteğine cevap veremediği gibi emperyalist savaştan çekilmeyip Rusya’yı daha fazla bataklığa çekmekte ısrarcı olunca kitleler bir kez daha ayaklandı. İşte tam da tarihin bu sahnesinde; işsizlik ve açlıkla boğuşan işçiler, topraksız ve ekinsiz köylüler, savaşlara yollanan askerler, Çarlık Rusya’nın hapishanesinde yıllardır tutsak edilen uluslar aynı noktaya vurmaya başladı! Kerensky hükümeti yıkıldı yerine İşçi, Köylü ve Asker Sovyetlerinden oluşan sosyalist iktidar kuruldu!

Lenin önderliğinde Bolşevikler; kitlelerin gelişmekte olan öfkesini doğru ve ihtiyaçlarına cevap veren bir politikayla örgütleyerek tarihte ikinci kez proletaryanın iktidara taşınmasında rol oynadılar. Ekim Devrimi hem gerçekleştiği coğrafyanın genişliği bakımından hem de tarihte yarattığı etki açısından ‘Büyük Ekim Devrimi’ adını almayı fazlasıyla hak ediyor.

Devrim neleri başardı? Ezilen uluslara haklarının teslimi ve özgürce ayrılma hakkı, herkese iş ve bedava konut, eğitim öğretim hakkı; topraksız köylülere işlenebilecek toprak, savaşta yorgun düşmüş köylülerden oluşan ordunun askerlerine barış, toplumsal cinsiyetçiliğe karşı kadının yaşama katılması, sosyalist demokrasi yönünde adımlar atıldı.

Bugün Büyük Ekim Devrimi’nin ürünü olan Sovyetler Birliği ve ondan sonra kurulmuş olan onlarca sosyalist veya sosyalizmden etkilenmiş devletler, partiler artık yok. Ancak biz; Büyük Ekim Devrimi’ni yaratanlara, Kürdistan Komünistleri olarak söz veriyoruz, 21. yüzyılda onların deneyimlerinden alacağımız derslerle, yeniden burjuvaziyle hesaplaşacağız!

17 Kasım tarihinde Ankara’da gerçekleştireceğimiz ve Kürdistan Komünist Partisi ismini alacağımız kongreye yeni Ekimler yaratma, ulusal özgürlük ile birlikte kızıl bayrağı Kürdistan’dan dalgalandırma iddiasıyla gidiyoruz!

Selam olsun, Ekim Devrimi’ne ve yeni Ekimler’i yaratacak olan kongremize!

06.11.2018

 

Yaşasın sosyalizm!

Kahrolsun kapitalizm!

 

Özgürlük ve Sosyalizm Partisi

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir