Gün, tüm ulusal demokratik güçlerin saldırılar karşısında birlikte davranma, birlikte karşı durma günüdür!
Gün, Türkiye ilerici, demokrat, sosyalist güçlerin halkımıza yapılan saldırılar karşısında dayanışmayı geliştirme günüdür.
HDP’ye yönelik saldırıları lanetliyor, bu saldırılar karşısında yanlarında olduğumuzu ilan ediyoruz!
Kürdistan adeta çapraz ateş altında! Cizre’de altı günden beri sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. Kent harabeye çevrilmiş. Halk bu kuşatma altında bunalarak göçe zorlanıyor. Sadece Cizre değil birçok kentimizde aynı plan uygulanıyor!
Kürdistan’ın birçok bölgesi, Özel Güvenlik Bölgesi ilan edildi, ediliyor. Şırnak, Cizre, Silopi, Silvan, Lice, Sur, Hakkari, Yüksekova, Muş, Ağrı, Diyadin, Mardin, Nusaybin esas olmak üzere kentlerimiz; sokağa çıkma yasakları eşliğinde askeri kuşatma altına alınarak, yakılıp yıkılarak halk bilinçli olarak göçe zorlanıyor! Çatışmalar gerekçe gösterilerek dün Kürdistan’ın kırsalı, bugün kentleri boşaltılıyor.
Önce Dağlıca’da 16 askerin yaşamını yitirmesi, ardından Iğdır’da polise yönelik eylemin gerçekleşmesi üzerine bu kez sivil faşist çeteler Batı metropollerinde harekete geçti.
HDP binalarına saldırılar başta olmak üzere Türkiye kentlerinde Kürtler saldırı hedefinde! Faşist çeteler sokaklarda, meydanlarda Kürt avına çıktılar. Her yerde hedefte Kürtler var! Kürt olan her şey ve hatta Kürt ile dayanışma içerisinde olan herkes saldırıların hedefinde. Parti binaları, kitapevleri, kahveler, iş yerleri; öyle ki Kürdistan’dan gelen otobüsler bile saldırıya uğruyor! Hükümeti eleştiren herkes baskı altında; bu Hürriyet gazetesine kadar uzandı ki gazeteye yapılan ilk saldırının başında AKP milletvekili bulunuyordu.
Bütün bunlar olurken hükümet ve denetimindeki güvenlik güçleri seyirci!
Verilen mesaj açık; “ya susun sesinizi çıkarmayın ya da belalardan bela beğenin!”
Kimi odakların yaşananları, askeri darbenin dayanağı ve Kürdistan ile Irak iktidarı üzerinde “Kandil’i boşaltın” çağrısına zemin hazırlamak istediklerini bilerek davranalım!
Kürdistan ulusal demokratik güçleri, tüm yurtsever kesimler ile Türkiye devrimci hareketi bu her iki ihtimale de hazırlıklı olmalıdır.
Halkımıza yapılan savaş ilanına ve geliştirilen onca saldırıya rağmen çözüm silahlarda değil siyasette aranmalıdır. Çözüm, silahların susması; halkımızın, halklarımızın ve siyasal güçlerinin güçlü, yaratıcı ve sonuç alıcı sivil itaatsizliğe dayalı mücadelesindedir!
09-09-2015
Sinan Çiftyürek
Özgürlük ve Sosyalizm Partisi
Genel Başkanı