25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü
Dünya ve Kürdistan devrim tarihinde birer mihenk taşı olan Rozalardan Mirabel Kardeşlere, Leyla Qasimlardan Sakine Cansızlara… Ve tabii ki katil İran rejiminin katlettiği Jina Emînî şahsında özgürlük mücadelesi uğruna hayatını feda eden Doğu Kürdistan ve İran halklarından kadınların önünde saygıyla eğiliyoruz, şiddete karşı direnen tüm kadınları selamlıyoruz.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’ne anlamını veren; Dominik Cumhuriyeti’nde 25 Kasım 1960’ta diktatörlüğe karşı verdikleri özgürlük mücadelesi nedeniyle katledilen Mirabel kardeşlerin şahsında katledilen tüm dünya kadınlarını saygıyla anıyoruz.

Dünya ve Kürdistan devrim tarihinde birer mihenk taşı olan Rozalardan Mirabel Kardeşlere, Leyla Qasimlardan Sakine Cansızlara… Ve tabii ki katil İran rejiminin katlettiği Jina Emînî şahsında özgürlük mücadelesi uğruna hayatını feda eden Doğu Kürdistan ve İran halklarından kadınların önünde saygıyla eğiliyoruz, şiddete karşı direnen tüm kadınları selamlıyoruz.

Kürt kadını Jina Emînî İran “ahlak” polislerince şeriata uygun örtünmediği gerekçesiyle işkence edilerek katledildi. İran rejimi işlediği bu cinayetle Kürt ve İran halklarından kadınların öncülük ettiği bir kadın devriminin fitilini ateşledi. Bu ateş şimdi gerici mollaların sarığını ve katil İran devletinin temelini yakıyor. İran ve Doğu Kürdistan’da kadınlar pratikte kadın devrimini yaptılar ve şimdi kadın düşmanı rejimi alaşağı etmek için mücadele ediyorlar, tüm ezilen dünya kadınlarına özgürlük ışığı saçıyorlar, ilham kaynağı oluyorlar.

Kapitalizm, kendinden önceki sistemlerde olduğu gibi aynı zamanda erkek egemen bir sistem. Bunun böyle olduğunu, sadece 2021 yılında erkeklerin öldürdüğü kadınların sayısının 81 bin olması kanıtlamakta. BM raporuna göre sadece geçtiğimiz yıl dünyada kasıtlı olarak öldürülen 81 bin kadın ve kız çocuğunun 45 bini, yani yaklaşık yüzde 56’sı yakın partnerleri veya diğer aile üyeleri tarafından öldürüldü. Bu rakamlara bir de kayda alınmamış cinayetleri eklersek tablonun ne kadar vahim olduğunu görürüz. Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da ise erkekler, 1 Ocak – 23 Kasım arası 326 günde 296 kadını öldürdü.

Kadın cinayetleri tüm dünyada olduğu gibi Türkiye ve Kürdistan’da da politiktir. Kadınlara dönük şiddet ve cinayetlerden, izlediği kadın politikaları nedeniyle bizzat erkek egemen devlet sorumludur. Egemen devlet aklı ile egemen erkek aklı birbiri ile örtüşen ayrılmaz ikilidir. Ailenin devamlılığı devletin devamlılığıdır, devletin devamlılığı da erkek egemen sistem ve kapitalizmin devamlılığıdır. Bu yüzden kadınlara ve LGBTİ+’lara dönük suçlar ya cezasız kalmakta ya da hafif cezalarla geçiştirilmekte. Kadına dönük şiddetin cezasız bırakılması AKP+MHP iktidarı döneminde en üst seviyeye çıktı. Sözde aileyi “koruma” adı altında kadınların aleyhine olan yasa ve kanunları çıkarmakta, kadınların lehine olan yasa ve kanunları da iptal etmekte (İstanbul Sözleşmesi) hiçbir beis görmüyorlar.

Kürt kadınları hem Kürt hem işçi-emekçi hem de kadın olmaktan kaynaklı üçlü sömürü kıskacındalar. Bu sömürü girdabından çıkışın yolu tüm sömürgecilere karşı mücadeleden geçiyor.

Sınıfların ve cins ayrımcılığının olmadığı; özgür ulusların ve özgür kadınların olduğu bir dünya ancak sosyalizmle mümkündür.

Özgür kadınların yaşadığı, özgür ve sosyalist bir Kürdistan için tüm kadınları KKP saflarında mücadeleye çağırıyoruz.

Jin, Jîyan, Azadî

Kürdistan Komünist Partisi – KKP

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir