soykırımmmsoykırım

Ermeni soykırımının 101. Yıldönümünde, gerek yaşamını yitirenlerin, gerekse yaşayan ama hayatları boyunca büyük acılar çekenlerin hepsini saygıyla anıyoruz!

Halklar ve inançlar bahçesi Anadolu ile Kürdistan’ı, ırkçı etnik ve inanç temizliği ile çoraklaştıran siyaseti lanetliyoruz!

Bu siyasetin temel taşlarından biri; merkezileştirme-tektipleştirme –standartlaştırma genel siyaseti Anadolu ile Kürdistan halklarına zorla dayatılarak tek dil, tek din, tek bayrak, tek vatan, tek devlet hedefine ulaşmak istenmiştir.

Bu siyaset, Osmanlının son yıllarında uygulanırken, Müslüman olmayan halkların/milletlerin tehciri, soykırımı, geriye kalanların ise Müslümanlaştırılması esas alınmıştır. Bu süreçte belirleyici olan“Müslümanların birliği”.olmuştur. Bugün bile Türk rejimi ve AKP hükümeti Kürdistan meselesinde her sıkıştıklarında başvurdukları silah “Müslümanlar birliği” propagandasıdır.

Cumhuriyetle birlikte aynı tektipleştirme siyaseti gereği bu kez Müslüman ama Türk olmayan halklara asimilasyon entegrasyon ve yer yer soykırıma varan katliamlarla Türkleşmeleri dayatılmış halen bu siyaset uygulanmaktadır.

Osmanlı ve hatta Cumhuriyet yıllarında, Kürdistan ve Anadolu’da yaşanan etnik ve inanç temizliğinde; Almanya başta olmak üzere Batı siyaseti de sorumludur. Batı, büyük felaketin adım adım yaklaştığını görüp izlemektedir.  İttihat ve Terakki’nin müttefiki olan Almanların günahı sadece bilip tepki vermemekle de sınırlı değil bizzat katliamın planlayıcısı ve yer yer uygulayıcısı olarak da sorumludurlar

ÖSP, 24 Nisan dolaysıyla şunları kamuoyuyla paylaşmayı görev ve sorumluluğu bilmektedir:

Birincisi; Türkiye cumhuriyeti öncelikle Müslüman olmayan halklara yönelik baskı- katliam ve soykırımdan dolayı bu halklardan özür dilemelidir.

İkincisi; ana topraklarına dönüş dahil maddi ve manevi taleplerini karşılamalıdır.

Üçüncüsü; devletin katliam ve soykırımlar içeren baskısı ve önemlisi Müslüman mahalle baskısı nedeniyle katliamdan geri kalanlar, yaşayabilmek için önlerine konulan tek seçenek olan Müslüman kimliğe büründüler. ÖSP örtük kimlikle yaşayan herkesi özgür iradesiyle kendi kimliğine dönmeye çağırır!

Dördüncüsü; kimler tarafından savunulursa savunulsun “Müslümanların birliği” siyasetine hayır demeliyiz.

Beşincisi; Anadolu ve Kürdistan’da Hıristiyan, Musevi halklara yönelik katliam-tehcir-soykırımlarda Türk devlet siyasetinin icrasında, mülkiyet hırsı ve inanç farkı nedeniyle Müslüman toplumların egemen sınıflarının da yer aldıkları açık. Bu nedenle Müslüman halkların torunları olarak bizler de özür dilemeliyiz! 23.04.2016

 

 Özgürlük ve Sosyalizm Partisi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir