Öğrencilerin, “kayyum rektör istemiyoruz” tepki ve eylemleri demokratik bir haktır yanlarındayız.

Öğrencilere yönelik saldırıları, özellikle de evlerinin kapı-duvarları kırılarak gözaltına alınmalarını şiddetle kınıyoruz. Gözaltına alınan 36 öğrenci serbest bırakılmalı.

Öğrencilerin, “kayyum rektör istemiyoruz” tepki ve eylemleri demokratik bir haktır yanlarındayız.

Öğrencilere yönelik saldırıları, özellikle de evlerinin kapı-duvarları kırılarak gözaltına alınmalarını şiddetle kınıyoruz. Gözaltına alınan 36 öğrenci serbest bırakılmalı.

Öğrencilerin; “Tüm üniversitelerdeki kayyum rektörlerin istifasını, bütün rektörlerin demokratik yöntemlere uygun seçimle belirlenmesini istiyor ve akademisyenlerden acilen yeni bir seçim düzenlemelerini talep ediyoruz” taleplerini destekliyoruz. Ve ekliyoruz, üniversiteler tekçi ve kültür uygulamalarına karşı, Kürt dili ve kültürü olmak üzere farklı dil ve kültürlerin özgürce yaşayıp geliştiği özerk kurumlar haline getirilmelidirler.

Bilimsel, kültürel, toplumsal araştırma, üretim ve özgür düşünce merkezleri olan üniversitelerin bu özelliklerini sürdürmeleri ancak akademik özerklikleri ile mümkündür.  Boğaziçi üniversitesinin başına AKP’li siyasi kimliği açık olan ve kurum dışından rektörün atanması siyasi amaçlı olup akademik özerkliğe darbedir. Bu uygulama yeni de değildir. Başkanlık sistemiyle birlikte rektörler dahil üst düzey yöneticiler, Cumhurbaşkanı tarafından atanmaktadır. Son 6 yıldan beri rektörler üniversitede seçim olmadan atanıyorlar.

Üniversite akademisyenlerinin, rektörlük devir-teslim törenini cübbeleriyle sırtı dönük protesto etmeleri olağanüstü baskı koşullarında anlamlı bir demokratik duruştur. Destekliyoruz. 

*Üniversite kapısına kelepçe vurmak,

*Kayyum rektörü, üniversiteye polis ordusu korumasıyla sokmak,

*Belediyelerin ardından üniversitelere de kayyum atamak,

*Yönetemediği (ele geçiremediği) kitle örgütlerini parçalayıp küçülterek “yönetmek”… Cumhur İttifakına nasip oldu(!)

Cumhur İttifakı, bu icraatlarıyla üniversiteleri yönetemiyor, polis gücüyle demokratik muhalefeti susturmak adına geldiği yer açısından ibret vericidir. Halklar ve toplumu geleceği belirsiz bir sürece, karanlığa sürüklemektedir.

KKP; üniversite kapılarını kelepçeleyerek öğrencilere kapatmak anti demokratik olduğu gibi çaresizlik olarak da görüyor. Öğrencilerin kendi üniversite kampüsü içerisinde demokratik tepkilerini dile getirmelerinin önü açılmalıdır. Bu onların en demokratik haklarıdır.

İstanbul valiliğinin “Hıfzıssıhha Kurulu kararları ile toplumun salgından korunması ve salgının yayılımının engellenmesi çalışmalarına olumsuz tesir edebileceği değerlendirilerek, bu ilçelerimizde her türlü toplantı, gösteri ve yürüyüş yasaklanmıştır” kararı ile toplum sağlığı değil “iktidar sağlığı” düşünülerek demokratik eylemlerin yasaklanması iktidarın anti demokratik uygulamaları üniversite dışında da öğrencilere dayattığı görülüyor.

Boğaziçi üniversitesi öğrencilerinin talepleri, tüm üniversitelerdeki öğrenci ve akademisyenlerin talepleridir desteklenmelidir. Kürdistan ve Türkiye işçi sınıfını, halkalarını; öğrencilerin ve akademisyenlerin haklı tepki ve taleplerini desteklemeye çağırıyoruz.

06.01.2021

Kürdistan Komünist Partisi – KKP

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir