30 Mart 1972’de faşist cunta tarafından katledilen Kızıldere devrim şehitlerini saygı ve özlemle anıyoruz. Unutmadık, unutmayacağız.
Kızıldere Katliamı ne ilkti ne de son oldu. Türk devleti kurulduğu günden bugüne, kurduğu sistemin, sömürünün, kapitalizmin bekası için kendisine tehdit gördüğü halkları, devrimcileri, aydınları… katletmekten geri durmadı. İşte Kızıldere Katliamı da faşist devletin hanesine yazdığı katliamlardan sadece birisidir.
Türkiye ve Kürdistan’da gelişen işçi sınıfı, gençlik ve devrimci hareketin önünü kesmek için 12 Mart 1971 darbesi tezgahlandı. Bu darbenin ilk hedefi THKO gençlik önderlerinden Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan oldu, haklarında idam kararı verdiler.
İdamları engellemek isteyen THKO ve THKP-C gençlik önderleri Ünye Radar Üssünde çalışan birisi Kanadalı ikisi İngiliz olan üç teknisyeni kaçırarak Tokat’ın Niksar ilçesi Kızıldere köyünde muhtarın evinde konumlandılar. Evi kuşatan cuntanın askerleri rehineleri kurtarma girişimi yapmadan bombalarında kullanıldığı, evi ağır silahlarla taradılar. Rehinelerle birlikte on devrimci genci katlettiler.
Darbeciler bu katliamla devrimci kıvılcımı ateşe dönüşmeden söndürdüklerini düşünüyorlardı ama öyle olmadı. Orada olan şey Türkiye ve Kürdistan devrimci hareketinin son 50 yılının kaderini şekillendiren devrimci dayanışma ve mücadele ruhunun en önemli kıvılcımıdır.
Bundan 50 yıl önce; Mahir Çayan, Cihan Alptekin, Sinan Kazım Özüdoğru, Ömer Ayna, Hüdai Arıkan, Saffet Alp, Sabahattin Kurt, Ertan Saruhan, Nihat Yılmaz ve Ahmet Atasoy’un Kızıldere köyünde yaktıkları devrimci dayanışma ve mücadele ışığı hala bizlerin yolunu aydınlatırken faşist darbecilerin, zalimlerin de kabusu olmaya devam ediyor, edecektir.
Kürdistan ve Türkiye devrimci hareketinin önündeki görev; Kızıldere’de katledilen on yoldaşın yaktığı ışığı, devrimci dayanışma pratiğini geliştirerek büyütmektir.
Bu on devrimci yoldaşın önünde saygıyla eğilirken darbeci katliamcıları da lanetliyoruz.
30/03/2022
Kürdistan Komünist Partisi – KKP