16 mart beyazıt
Rejim destekli resmi ve sivil faşist güçlerce 16 Mart 1978 günü İstanbul Üniversitesi’nde okuyan devrimci öğrencilere dönük saldırı da hayatını kaybeden 7 canımızın ebediyetlerinin 42. yıldönümünde onları saygıyla, saldırının faili belli tüm kesimlerini de bir kez daha lanetle anıyoruz!

Rejim destekli resmi ve sivil faşist güçlerce 16 Mart 1978 günü İstanbul Üniversitesi’nde okuyan devrimci öğrencilere dönük saldırı da hayatını kaybeden 7 canımızın ebediyetlerinin 42. yıldönümünde onları saygıyla, saldırının faili belli tüm kesimlerini de bir kez daha lanetle anıyoruz!

Dönem; bir yandan ulusal ve sınıfsal mücadelenin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye ve K. Kürdistan’ı da içine alarak hız kazandığı, kitlelerden karşılık bulduğu, egemen güçlerde tedirginliğe yol açtığı ve aynı zamanda da kapitalist sermaye güçlerinin büyümesi ve kabuk değiştirmesinin dönemidir.

Rejimin başlatmış olduğu keşmekeş ortamda 1 Mayıs 1977, 16 Mart 1978 gibi katliam ve saldırılarla; aydınlara, gazetecilere, sendikacılara yönelik infazlarla 12 Eylül faşist askeri darbeye uzanacak yolun taşlarının döşenmesi söz konusuydu.

Bu nedenle;

*Uğur Mumcu “sanki görünmez bir el bu planı adım adım uyguluyor” diye tarif ettiği 1 Mayıs 1977 katliamı sırasında Sular İdaresi ile İntercontinental Oteli’nden ateş açan polislerin kimler olduğunun hiç açığa çıkmamasını, çıkartılmamasını,

*16 Mart katliamını planlayan kullanılan bombanın bir yüzbaşı tarafından Abdullah Çatlı’ya Mustafa Doğan isminde bir polisin getirmesinin o gün açığa çıkarılmadan dışarıya kaçırılmasını,

*Bombayı Zülküf İsot isimli ülkücü birinin attığı bu kişinin itiraf etmek üzereyken ülkücü Latif Aktı tarafından öldürülerek susturulmasını,

*Tüm bu olaylar sırasında olası saldırı esnasında mağdurları korumak, engellemek üzere orada görevli olan polis komiserleri Şükrü Balcı, Süreyya San ve Reşat Altay’ın tersi davrandığı tespitine rağmen korunarak terfi ettirilmelerinin asla tesadüf olmadığını o gün de bugün de tüm çıplaklığı ile biliyoruz.

Kürdistan Komünist partisi olarak; bizlere yaşatılan bu vahşetlerin çıplak gerçek nedenini olduğu gibi bilmemizin önemli olduğunu belirtmekle birlikte, asıl olanın, bildiğimiz bu çıplak gerçeğin rejimden hesabını sormak için halkımızı/halklarımızı örgütlü davranmaya, örgütlü saflarda sosyalist halk iktidarını kurma mücadelesine çağırıyoruz.

KÜRDİSTAN KOMÜNİST PARTİSİ – KKP

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir