
31 Temmuz 2014’te, aramızdan ayrılışının üzerinden tam 11 yıl geçmiş olsa da Tuncay yoldaşın mücadele azmi, Kürdistan’ın özgürlük ve sosyalizm davasına adanmışlığı, hala içimizi ısıtıyor, yolumuzu aydınlatıyor.
Tuncay yoldaş, 48 yaşında, daha hayatının baharında ve bizler için çok erken ayrıldı. Onun gidişi, sadece bizim için değil, partimiz Kürdistan Komünist Partisi (KKP) için de büyük bir kayıp oldu. Çünkü Tuncay yoldaş, yalnızca bir devrimci değil, aynı zamanda bir yol gösterici, bir entelektüel, bir mücadele neferiydi. 14 yaşında Kars’ta, ortaokul sıralarında başlayan örgütlü mücadelesi, son nefesine kadar sürdü. 1980’de Genç Emekçiler Birliği’nde gözaltılar, 1990’larda Emek Dergisi’nde yazı işleri müdürlüğü, TKEP üyeliğinden 5 yıl hapis, Özgür Üniversite İzmir çalışmalarındaki öncü rolü… Tuncay yoldaş, hayatını ilmek ilmek, inandığı dava için dokudu.
Onun gidişi, partimizin meşru zeminlerde yeniden yapılanma sürecinde bıraktığı derin bir boşlukla hepimizi sarstı. Politik sezgileri, ileri görüşlülüğü ve o eşsiz nüktedanlığıyla, genç yoldaşlara aktaracağı nice deneyim, yarım kalmış hayaller, ideolojik tartışmalar… Hepsi, amansız bir hastalığın gölgesinde bizden koparıldı. Ama Tuncay yoldaş, en zor anlarında bile geri adım atmadı. Sağlık sorunlarıyla mücadele ederken bile sokaktaydı, eylemdeydi, KKP saflarında Merkez Komite üyesi olarak, Mezopotamya Sosyalist Partisi Girişimi’nden Özgürlük ve Sosyalizm Partisi’ne uzanan yolda, kararlılıkla yürüdü.
Tuncay yoldaş, 12 Eylül cuntasına karşı Seyit Konuk, İbrahim Ethem Coşkun ve Necati Vardar’ın yol arkadaşıydı. Onlardan devraldığı mücadele bayrağını, KKP saflarında gururla taşıdı. Bizler de bugün, onun bize emanet ettiği bu bayrağı, aynı inanç ve kararlılıkla taşıyacağımıza söz veriyoruz!
O, sadece bir devrimci değil, aynı zamanda bu sistemin dayatmalarına başkaldıran bir ruhtu. 2011’de vicdani retçi olduğunu açıklayarak, kapitalizmin ve ırkçı Türk devletinin savaş politikalarına karşı dimdik durdu. Emek Dünyası, Sosyalist Mezopotamya, Newroz gibi yayınlarda yazdığı sayısız makale ve “Sınıf Hareketi İçin Kimi Saptamalar” adlı kitabıyla, bize zengin bir entelektüel miras bıraktı.
Tuncay yoldaş, yapmacıklığın zerresine yer olmayan bir insandı. Samimiydi, doğaldı, yüreğiyle konuşurdu. Kürdistani kimliğiyle barışık, partisiyle bütünleşmiş bir devrimciydi. Onun gülüşü, derin çözümlemeleri, mücadele azmi, bugün bile bizlere ilham veriyor.
Tuncay Atmaca’nın anısı, sadece bir hatıra değil, bir çağrıdır. O, bize özgürlük ve sosyalizm mücadelesini bırakmadı; bu mücadelede ön saflarda olmayı, kararlılıkla yürümeyi öğretti. Onun mirasını yaşatmak, Kürdistan’ın özgürlüğüne ve sosyalizmin zaferine olan inancımızı diri tutmakla mümkün.
Tuncay Atmaca yoldaş, sen hep bizimlesin!
Anın, mücadelemizde yaşıyor, yaşayacak!
30.07.2025
Kürdistan Komünist Partisi – KKP