Bugün, 31 Mayıs 2013 Taksim Gezi Parkı direnişinin 2. yıldönümü!
ÖSP olarak Gezi’nin demokratik isyan ruhunu selamlıyoruz!
Gezi, gençlik başta olmak üzere halkların temel hak ve özgürlüklerinin gasp edilmesine ve kentte kuşatılıp yalnızlaştırılarak teslim alınmak istenen bireyin demokratik isyanıdır.
Öyle ki insanların parklarda nasıl gezip dolaşacaklarından ne yiyip içeceğine, ev içi yaşantılarından, kaç çocuk doğuracaklarına ve nasıl giyinmeleri gerektiğine kadar her şeye karışan AKP iktidarına karşı özellikle genç kitlenin sokakla buluşmasıydı Gezi Direnişi. Hedefinde AKP’nin anti demokratik siyaset ve pratiği ile özelde de Erdoğan bulunuyordu.
Gezi Direnişi, salt AKP hükümeti karşıtlığıyla sınırlı ufku nedeniyle sistem içini aşamayan siyasal hedeflerle sokaktaydı. Direniş, içinde bulunduğumuz seçim sürecinde iktidarın demokrasiyle özdeşleştirdiği ve sıkça tekrarladığı “çoğunluk” kavramının aslında tek başına demokrasiyi temsil etmediğine de ışık tutuyor.
Gezi direnişinde, farklı inanç ve etnik kimlikte halklar, demokratik isyan hakkını kullandı ancak Kürt/Kürdistan meselesinde Türk sol ulusalcılığı çizgisini aşamayan bir duruş sergiledi. Bu durumda, Kürt ulusal demokratik güçlerinin ağırlıkla direnişe Kürdistani içerik katmadan özenle uzak durmalarının da payı vardı.
“Örgütsüz halk, köle halktır” söyleminin bir kez daha meydanlarda doğruluğunun kanıtlandığı Gezi Direnişi’nde, şabloncu anlayışlardan sıyrılmış bir sol devrimci önderliğinin olmayışı isyan ve sonuçlarını gölgelese de halklarımızdaki devrimci isyan ruhu geleneğinin yaratılmasında önemli bir basamak olmuştur.
Özgürlük ve Sosyalizm Partisi olarak halklarımızı hükümetin antidemokratik uygulamalarına karşı mücadeleyi büyütmeye ve her alanda demokratik isyan hakkını sonuna kadar kullanmaya çağırıyoruz.
Yeni, daha güçlü ve daha amaçlı-örgütlü Gezi isyanlarını yaratma yolunda mücadele edelim!
31- 05-2015
Sinan Çiftyürek
Özgürlük ve Sosyalizm Partisi
Genel Başkanı