21. yüzyılın henüz başlarındayız ancak dünyanın neredeyse tamamında farklı sorunlarla ama aynı erkek egemen sisteme karşı kadın mücadelesi gelişmektedir. Kadın hareketi, kendi eşitlik mücadelesini yürüttüğü gibi aynı zamanda dünyadaki tüm toplumsal mücadelelerde de başı çekmektedir.

21. yüzyılın henüz başlarındayız ancak dünyanın neredeyse tamamında farklı sorunlarla ama aynı erkek egemen sisteme karşı kadın mücadelesi gelişmektedir. Kadın hareketi, kendi eşitlik mücadelesini yürüttüğü gibi aynı zamanda dünyadaki tüm toplumsal mücadelelerde de başı çekmektedir. 

Sudan’dan Cezayir’e, İran’dan Lübnan’a, Şili’den Türkiye’ye ve Kürdistan’a kadar kadınlar 21. yüzyıl isyanlarının başat öznesi konumundadır. Tüm kadınlar şiddete, tacize, tecavüze ve cinsel istismara karşı farklı zaman dilimlerinde farklı coğrafyalarda ‘kız kardeşlik’ ruhuyla mücadele ediyorlar.

Bizler de Kuzey Kürdistanlı kadınlar olarak; hem erkek devlete, erkek topluma karşı cins eşitliği uğruna mücadele yürütüyoruz hem de bunun yanı sıra sömürge bir ulusun kadınları olduğumuz için ulusal meselenin kadın ayağını, sınıfsal olarak ise emek boyutunu örgütlüyoruz. Bundan dolayıdır ki mücadelemizin zorlukları daha fazladır öyleyse mücadelemizin de o denli daha fazla olması gerekiyor!

Geçtiğimiz yılda 474 kadın erkekler tarafından katledildi. Bu yılın henüz ilk aylarındayız, yeni bir yıla hayallerimizle merhaba demişken tam 27 kadın katledildi.

Sömürgeci erkek devlet her zaman olduğu gibi kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve cinayetlerde iyi hal indirimleri vererek, katilleri kurtarmaya kararlarla özetle mahkemelerin eliyle, bürokratların ise diliyle kadın cinayetlerinin önünü açıyor ve ceza vermiyor, adeta teşvik ediyor!

2 aydan daha fazladır bir genç kadın kayıp, ‘Gülistan Doku Nerede?’ diye soruyoruz ancak sömürgeci erkek devlet her şeyi bildiği halde suçluları gizliyor! 

Erkek işçilerle aynı işi yapıyoruz ve aynı saatlerde çalışıyoruz ancak buna rağmen eşit işe eşit ücret alamıyoruz. Eşit ücret almadığımız gibi aynı zamanda çalıştığımız iş ortamlarında erkek işçilerin ve patronların tacizine, cinsel istismarına maruz kalıyoruz. 

8 Mart 2020’yi çözülmeyi bekleyen sorunlar ve bu sorunlara karşı direnişlerle karşılıyoruz.

Üzerimizde yükselen ulusal, sınıfsal ve cins temelli boyunduruğu kırmak için haydi kadınlar!

Bu sömürgeci, çürümüş ataerkil sisteme karşı örgütlenelim, mücadele edelim ve mücadele ettikçe bu sistemi yıkıp özgürlüğümüzü alalım! 

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dayanışma ile, mücadele ile olsun!

KKP’li Kadınlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir