Dersim soykırımın 76. yıldönümünde yaşamını yitirenlerin anıları önünde saygıyla eğilir, acılarını acılarımız olarak paylaşırız.

Dersim soykırımı, Kürt halkının devam eden kanayan yarasıdır unutmayacağız!

 

Kürdistan tarihi bir yanıyla sonu gelmeyen yabancı işgal, katliam ve soykırımlar tarihidir. Bunlardan biri de Dersim’dir! Türk rejiminin Dersim’de 1937-38’li yıllarda gerçekleştirdikleri bir katliamın çok ötesinde halkımıza yönelik bir soykırımıdır.

Eğer soykırım; “a) Grup üyelerini öldürmek, b) Grup üyelerine ciddi bedensel ve zihinsel zarar vermek, c) Grubu, fiziksel varlığını kısmen veya tamamen yok olmasına yol açacak hayat şartlarına tabi tutmak, d) Grup içinde doğumları önlemek amacıyla önlemler almak, e) Grubun çocuklarını bir başka gruba zorla nakletmek” ise;

BM sözleşmesinin soykırıma ilişkin bu tarifi ile Dersim’de yapılanlar karşılaştırıldığında Dersim’de yapılanların soykırım olduğunu kanıtlar. Dersim’de yapılanlar soykırımdır ve bunun esas sorumlusu da Mustafa Kemal’dir. Celal Bayar’ın kendisi, Dersim olayını anlatırken “Atatürk ile Elazığ’da bir denetimdeydik, Dersim’den bir karakolun baskına uğradığı haberi geldi. Atatürk’le göz göze geldik ‘vuralım’ dedi, vurduk” diyerek doğrular!

 

Peki Türk devleti neden Dersimliyi vurur?

 

“Bizim için malum bir esas varsa o da Kürtlük denilen cereyanın henüz Kutu deresi veya Kalman ocağı denilen ve merkezini Haydaranlı aşireti teşkil eden eski Dersim kısmında yuvarlanmakta olduğudur. Bu yuvada kaynayan ateşin kıvılcımları etrafa saçılmadan söndürmek de Ağrı kadar mühim ve lazım bir mahiyette görülmektedir. (Dersim Raporu(1932 ?), Kaynak yay. 2010 s.214)

“Çok açıktır ki Dersim için bahane ve gerekçeler önceden hazırlanmıştır. 1931 yılında İç İşleri Bakanı Şükrü Kaya Dersim için; ‘Bu ocak gün geçtikçe kızışmakta ve etrafını yakmaktadır. Acil ve kati tedbir olarak bu ocak kati surette söndürülmezse ateş günden güne sirayetini artırmaktadır’ diyerek operasyon için acele edilmesini istemiştir.

Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak Dersim’i, ‘asırlarca nüfuz edilememiş, hükümete önemli sorunlar çıkarmış, eşkıyalığı alışkanlık haline getirmiş…. unsurları taşıyan bir ada’ olarak tanımlar.

 

Dersim halkı soykırıma uğratılırken ve geriye kalanlar başta metropoller olmak üzere Batı illerine sürgün edilirken, ortada sözü edilebilir bir başkaldırı, isyan yok!

Demek ki, isyan bir yana “asayiş olayı” bile yokken devlet yıllarca süren ön hazırlıkla Dersim halkını yok etmek ister! Bunun asıl nedeni Dersim’in etnik olarak Kürt ve dini inanç olarak da Kızılbaş olmasıdır. Dini inancı nedeniyle Sünni Hanefi mezhebe sahip Osmanlı’dan beri baskı ve katliamlara uğrarken, Cumhuriyet rejiminde ise soykırım ve baskıların esas nedeni Dersim halkının Kürt etnik kimliğine sahip olmasıdır. Dersim’in Kızılbaş dini inancı da katliamların nedenidir ama ikincil sıradadır.

Demek ki asıl mesele Kürtlük meselesiymiş!

Demek ki Cumhuriyet için asıl hedef Dersim’deki “Kürtlük cereyanının” tüm Kürdistan’a yayılmadan söndürülmesidir.

Demek ki asıl mesele “asırlardır nüfuz edilememiş” olan özerk Kürdistan eyaleti olarak Dersim’in otonom yapısına son vererek Osmanlı’da 1850’lerde başlatılan merkezileştirme- Türkleştirme- tek tipleştirmeye Dersim’in de dâhil edilerek sürecin tamamlanması arayışıdır.

Dersim halkını, ilerici, devrimci güçlerini öncelikle soykırım nedeniyle bugün Kemalizm’i ve rejimi eleştirel sorgulamaya çağırırken aşağıdaki taleplerin takipçisi olmaya çağırıyoruz:

 

Dersim soykırımında yaşananları araştıracak olan Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulmalıdır!

Devlet yapılanları soykırım olarak kabul edip Dersim ve Dersim halkının şahsında Kürt halkından özür dilemelidir! Halkımızın soykırım sırasında uğradığı maddi ve manevi zararı devletçe tazmin edilmelidir!

Dersim adı bir an evvel iade edilmelidir.

Dersim soykırımının devam eden travması olarak “Kayıp Kızların bulunması” ve idam edilenlerin mezar yerlerinin zaman geçirilmeden tespit edilmesi! 03-05-2013

 

Sinan Çiftyürek

Özgürlük ve Sosyalizm Partisi

Genel Başkanı

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir