HALKIMIZA, HALKLARIMIZA…

*Türk emekçilerini, İstanbul’da ki milyonlarca Kürt ve diğer halklara giydirilen ırkçı tek tipleştirmeye hayır demeye;

*İstanbul’da yaşayan tüm halkları, sosyal/kültürel soykırım olan asimilasyona karşı direnmeye, sesini yükseltmeye;

*Kardeşlik; kardeşin, kardeşi haklarıyla birlikte tanıyıp kabul etmesiyle mümkündür! Türk emekçilerini, İstanbul’daki milyonlarca farklı etnik ve inançtan halkların, kültürel hakları için mücadele ederek kardeşliğini göstermeye;

*Hükümetin rantçı-talancı inşaat politikaları nedeniyle çirkinleşen ve nefes alınamaz hale getirtilen İstanbul’a sahip çıkmaya;

*Her ulus ve inançtan halkları bunlar için birlikte mücadeleye… ÇAĞIRIYORUZ!

 

Farklı etnik ve inançtan işçiler, emekçiler!

Irkçı sömürgeci rejim, başta Kürt halkı olmak üzere Ermeni, Süryani, Çerkez, Alevi… halklara karşı geçmişten günümüze zulmün her türlüsünü uygulamaktan geri durmuyor. Rejim, Ülkede ve bölgede elinde silah olsun olmasın Kürde; dağda, evde, sokak ve cezaevlerinde “ölümü hak etmiş” sayarak davranıyor!

Öyle ki ölü bedenlere bile hakaret ediliyor! Lice’de panzerin ezerek bedenini parçaladığı Kürt kadını HAZAR sadece yaşanan vahşetin son halkası! Seçilmiş onu aşkın vekil ve onlarca belediye başkanı yargısız infazla tutuklanarak içeride tutulması ise tam bir skandal.

Türkiye’nin Kürtlere karşı saldırganlığı içeriyle sınırlı değil. Kürtlerin IŞİD’de karşı gösterdiği direnişin bölge ve dünyada yarattığı büyük sempati ve desteği hazmedemeyip çılgınlaşıyor! Güney Kürdistan ve Rojava’daki kazanımlara yönelik yeni tehdit ve işgal hamleleri yapıyor. Rojava kenti Efrin’e muhtemel bir işgalin ağır bedelini halklarımız yani sizler, bizler ödeyeceğiz. Buna kararlılıkla hayır diyelim.

Hükümetin izlediği dış siyasetle Ortadoğu’da yalnızlaşması derinleştikçe tüm gücüyle içeride OHAL ile halklara nefes aldırmayan uygulamalar geliştirmektedir. Kanun Hükmünde Kararnamelerle başta kamu çalışanları olmak üzere yüz binlerle emekçi haksızca-hukuksuzca meslekten ihraç edilerek açlığa mahkum edilmekteler.

Hükümetin politikalarından cesaret alarak ahlak zabıtalığına soyunan sapıklar ise İstanbul’da her gün birden fazla kadını cadde, otobüs, trende taciz edebilme cüretini göstermektedir.

İŞÇİLER-EMEKÇİLER, FARKLI ETNİK VE İNANÇTAN HALKLAR

ÖSP İstanbul İl Örgütü olarak diyoruz ki;

*Kürt, Çerkes, Ermeni, Süryani, Arap, Laz ve diğer halklar olarak bizlere uygulanan bu insanlık dışı yaşamı reddedelim, baskılara karşı gücümüzü birleştirelim.

*Kürtçe, Arapça, Türkmence, Süryanice, Ermenice anadilde eğitim-öğretim ötesinde resmi dil uygulamasını hayata geçiren Güney Kürdistan deneyimi, İstanbul’da Türk halkı dışındaki milyonlara anadilde eğitim-öğretim ve kültürel hakları için yapılacaklara örnek olabilir.

*Kürtler-sosyalistler-Aleviler-sömürülenler adalet, özgürlük için ağır bedeller ödemelerine rağmen bugün adaletsizliğe aç-susuz iken..

Mezarları dahi ailelerine verilmeyen Şeyh Said ve dava arkadaşları ile Cibranlı Halit bey ve Seyid Rızaların naaşları adalet bekliyorken..

Uçakların Roboski’de katlettiği 34 Kürt ile Sur-Cizre-Silopi halkımız adalet beklerken..

Haksız hukuksuz yere gözaltına alınıp tutuklanan birçok Kürt vekil ve onlarca seçilmiş belediye başkanı içerde yakıcı olarak adalet beklerken…

Kırk milyonu aşkın Kürt, Çerkes, Laz, Arap, Ermeni tek millet-devlet-bayrak-vatan ırkçı söyleminin asimilasyonuna karşı adalet beklerken…

CHP’nin başlattığı ADALET yürüyüşü, adalet bekleyenlerin talepleri ve dinamiklerini içermediğinden eleştirelim ama eleştirimizle birlikte destekleyip büyüterek yürüyüşü Edirne’ye kadar taşıyalım.

*Rejimin baskı altında tuttuğu halkımız; fabrika ve işletmede sömürülen işçiler, sosyal yaramız olan işsizler ve cinsiyet ayrımcı politikalarla büyük acılar çeken kadınlar; vicdan sahibi aydınlar… hak ve özgürlükler temelinde oluşan ve gelişen ret cephesini güçlendirelim.

*AKP hükümetince kamu emekçilerinin özlük haklarının yeniden düzenlenmesi, KHK ile yapılan ihraçlara karşı “işimi ve ekmeğimi geri istiyorum” diyerek 115 gündür bedenlerini ölüme yatıran Semih ÖZAKÇA – Nuriye GÜLMEN’in direnişi başta olmak üzere gelişen direnişi destekleyerek mücadeleyi büyütelim.

Şoven ırkçı rejimin halkımıza dönük baskı, terör ve asimilasyon siyasetinin ağır sonuçlarıyla yüz yüze kalan, yabancı dil eğitimin zihinsel yıkımını her an her gün yaşayan gençliğimizi halkımızın ve kendisinin geleceği için mücadeleye çağırır.

İstanbul’da çevre tahribatının yüksek olduğu alanlardan başlamak üzere herkesi çevre ve yeşil doğaya sahip çıkmaya çağırır.

Bijî Azadî Bijî Sosyalizm!

Yaşasın işçilerin mücadele birliği, halkların kardeşliği!

Kahrolsun sömürgeci-ilhakçı düzen!

 

Özgürlük ve Sosyalizm Partisi (ÖSP)

İstanbul İl Örgütü

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir